28 Ocak 2011

Semih Poroy



1954 Samsun doğumlu. İlköğrenimini Samsun’da, ortaöğrenimini İskenderun’da tamamladı. Öğrencilik yıllarında tabelacılık yapan Poroy, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimine son sınıfta veda ederek tümüyle çizgi yaşamına yöneldi. 1975 yılında ilk çizimleri Akbaba Dergisi'nde yayınlandı, dergi daha sonra 55 yıllık yayın yaşamının ardından 1976’da kapandı. Poroy'un, daha sonra pek çok gazete ve dergilerde karikatürleri yayınlandı.

Sonraki süreçte, sol çizgideki birçok gazete ve dergide karikatürleri göründü. 1977’de serbest çizer olarak haftalık çizimler (gazetenin haftalık gülmece eki “Ciddiyet”te karikatürleri yayımlandı) vererek başladığı Cumhuriyet gazetesinin kadrosuna katıldı (1988).

Cumhuriyet gazetesinde, 1989’dan bu yana günlük bant-karikatürü “Harbi”yi hazırlamaktadır. Ayrıca, beş yıldır Cumhuriyet’in haftalık Kitap eki için, edebiyat dünyasına alaycı göndermeler yaptığı “Feklavye” başlıklı tam sayfa karikatür-parodi’yi çizmektedir. Değişik tarihlerde Karikatürcüler Derneği'nin yönetiminde bulunan ve başkanlığını yapan Poroy, 100'ün üzerinde kitap resimledi. 1998'de Karikatür Vakfı tarafından yılın karikatürcüsü seçildi. Uzun süredir çizmemesine karşın çok iyi bir 'portre' ressamıdır da aynı zamanda. Poroy, aldığı bir kararla artık karikatür yarışmalarına ve jürilerine katılmıyor.

semihporoyharbi semihporoytharbi semqih sm78m
4124668894_7b9d4a2237_b sem6h

Vatan, Milliyet, Demokrat ve Cumhuriyet gazetelerinde, Varlık ve benzeri edebiyat dergilerinde çizdiği karikatürlerle 33 yıllık birikime sahip. 1979’da Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nin düzenlediği Çocuk Hakları ve Çocuk Sağlığı Uluslararası Karikatür Yarıması’nda büyük ödül kazandı. Sanat ve kültür dergilerinde karikatür üzerine birçok yazısı da bulunmaktadır.

SEMIHPOROYAFISI posterkefbfbdefbfbduk FEKLAVYE-davetiye

9 Aralık'ta 2010 da Basın çizerliğinde 35. yılını geride bırakan sanatçı Schneidertempel'de artı 35 adını verdiği bir sergi de düzenlemiştir. Daha önce İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya,Aydın ve Eskişehir'de de kişisel bir sergi açmıştır. Bu sergilerdeki çizimleriyle o dünyanın arka planını, görünmeyen yüzünü karikatürleştiriyor. Bazen tek kare, çokça bant türündeki bu karikatürler basım-yayım dünyasında yaşanan olumlu- olumsuz iletişimin, kişisel iç hesaplaşmaların çıkmazlarını hicvediyor. Hafif ya da tatlı sert eleştiriler izleyeni keyiflendiriyor.

Bir çok edebiyatçı (Enis Batur’un yazdığı gibi “Eşi dostu, yayıncı, eleştirmen, okur, amatör, hasta profesyonel, tüccar-terzi yazar, yanlış anlaşılmış olanlar, kült yazar bozuntuları…) bu çizimlerde kendilerinden bir şeyler bulup, muhtemeldir ki; “yok canım, beni kasdetmemiştir” diyerek arınmaya çalışmıştır. Feklavye karikatürleri bir anlamda “çizerin yazarı kuşatması”dır. Şimdilerde daha yaşanası, daha üretken ortam olarak değerlendirdiği İznik Gölü kıyısının sessizliğinde yaşıyor.

semihporoy_arti35_05 semihporoy_arti35_03 semihporoy_arti3506

Kitapları

1998-Portreler
1999-Meyhane Peçeteleri
1999-Gölgenizi Kullanabilir miyim?
2008-Feklavye
2008-Ohne Worte

8-poroy 6-poroy 9-poroy

Çizim ve karikatürleriyle katkıda bulunduğu kitapları

1-Ayşe'nin Günleri-Gülsüm Cengiz Akyüz
Resimleyen: Semih Poroy-Evrensel Basım Yayın
2-Kaz Uçar da Laz Uçmaz mı İdrar Söktüren Karadeniz Fıkraları
Derleyen: Günel Altıntaş; Karikatürler: Semih Poroy-Seçme Kitaplar Yayınevi
3-Ayılar Baskını-Dino Buzzati-Çeviren: Bülent Berkman;
Resimleyen: Semih Poroy-Milliyet Yayınları;
4-Çıkın Çiller Fıkraları-Can Ozan
Çizimler: Semih Poroy-Kora Yayın
5-En Güçlü Kim? Sovyet Çocuk Öyküleri-Kolektif; Çeviren: Elif Alkan Resimleyen:Semih Poroy-Evrensel Basım Yayın
7-Hapishaneden Karikatürler-Ender Özkahraman,
Karikatürler:Semih Poroy-Kanat Yayınları
8-Pencereden Bakan Çocuk-Sennur Sezer
Resimleyen: Semih Poroy-Evrensel Basım Yayın
9-Siyah Antilop'un Şarkısı-Götz R. Richter-Çeviren: Hüseyin Tüzün
Resimleyen:Semih Poroy-Evrensel Basım Yayın
10-Sobe-Çetin Altan; Karikatürler: Semih Poroy;
Hazırlayan: Solmaz Kamuran-Kaf Yayıncılık

1-poroy 2-poroy 3-poroy

Bir yazısı

Semih Poroy-Yazıp Çizmek

6. yy’da yaşamış olan Papa Gregorius Magnus şöyle dermiş: “Yazı nasıl okuma yazma bilenin işine yarıyor, resim de okuma yazma bilmeyenin işine yarar.” Bu söz, temelde dinsel bilginin taşınması bakımından söylenmiştir. Ve burada konumuz dışındadır. Buna rağmen, okuma yazma bilenlerin çok az olduğu ortaçağ dünyasında, mesaj iletmek için görsel anlatımın önemini vurgular. Yazısız karikatür de böyledir. Karikatür, mesajını çizgiyle veren, bu yüzden sınır tanımayan bir mizah türüdür.



Yeni Zelanda’da çizilen bir karikatür Nijerya’da anlaşılabilir, Kanada’da çizilen bir karikatür Ortadoğu’daki bir soruna dikkat çekebilir, Türkiye’de çizilen bir karikatür çizerini mahkemeye düşürebilir. Edebiyat insanı anlatır. İnsanı tümüyle anlatabilmek için onu bazen suçüstü de yakalamak gerekir. İnsanın insan olmaktan gelen zayıflıkları, kendini baskılardan kurtulmuş hissettiği anlardaki kontrolsüz bir tepkisi, bir hınzırlık durumu, bir falso anı, bunlara benzeyen pek çok şey mizahın “sinsice” bir gülüşüyle yakalanırlar. Baudelaire, buna “insan gülerek ısırır,” diyor.

feklavye_03 FEKLAVYE972 FEKLAVYE1072

Karikatür anlık bir durumu yansıtır. Bu anlamda daha çok kısa öyküyle benzeştiği düşünülür. Karikatürün bir vurup geçmesi vardır. Sayfalarca süren romanın yanında kısa öykünün saniyelik çakması gibi. Ayrıca, karikatür de öykü de alabildiğine yoğun olabilirler ya da eğlendirici. Ve fiziksel olarak da birbirlerine benzerler; ikisi de tutumludur. Buna rağmen, ben karikatürde romana daha yakın bir şeyler bulduğumu söyleme eğilimindeyimdir. Enerjisini içinde taşıyan, bitmemişlik duygusu veren karikatürü severim.

İnsan, böyle bir karikatürü düşüncesinde devam ettirebilir. Hatta, karikatürdeki esprinin öncesine de gidebilir. Karikatürü bu noktada romana yaklaşmış görürüm. Öyküden ayrıldığı nokta… Öykü ilk cümlesiyle başlar. Roman ilk cümlesiyle başlamış olmayabilir. Geriye dönüşlere elverişlidir; kendi öncesine bile! Bir öykü hangi noktadan başlıyorsa, okur için metindeki yaşamın başlangıcı orasıdır. Ondan öncesi yoktur. Yok gibidir. Bir öyküde her şey başlangıç ile bitiş arasındadır. Önemli olan o aralıkta anlatılandır. Sayfada biten öykü, bazen okurun zihninde sürebilir. Okuduğumuz öyküyü zihnimizde devam ettiriyorsak o metne bir katkımız olmaktadır. Sanırım buna yaratıcı okuma deniyor.

dsc07059fq0 dsc07061kd1 dsc07058pv1

Zihnimizde süren öykü, başından geçen her türlü okumaya karşın yine de aynı öykü olarak kalır. Ama geçirdiği okunma serüvenleri o metni bilinen bir yazı durumuna yükseltir; yazarını, başka parçaları merak edilen bir yazar haline getirir. Hiçbir dinin kutsal kitabında mizah görülmez. Olmuş ve olabilecek her şeyi bildiği varsayılan tanrı için sürpriz diye bir şey yoktur. Gülünç hele, hiç! Antik dönem tanrıları ise ne matraktırlar… Kızdırılmadıkları sürece insansoyunu habire itip kakmazlar. Olympos’un tepesinde, Ege’nin günbatımında vur patlasın çal oynasın eğlenirler. Acayip mizah duyguları vardır. Aşağılardaki insanlara da ikide bir eşek şakaları yapıp dururlar.

“Gülmeyi Ciddiye Almak” diye bir kitap yazmış olan John Moreall “elma, manava ve bir ressama farklı görünür,” demektedir. Bence bir yazara da farklı görünür. Hele bir karikatürcüye… Karikatürcü elmayı manavın başının üstünde hayal eder. Yine de şunu söylemek gerek: Yazar da çizer de her gördüğünü, tanık olduğunu yazıp çizen kişi değildir. Çevresine sürekli yazar ya da karikatürcü gözüyle bakmak bence hastalık belirtisidir. İsteyene, yaşamdan kalan tortu yeter de artar bile.

dsc07072fu4 dsc07070yq7 n754152917_747214_6723

Bir yazarın öykülerini bir araya getirseniz elbette ortaya bir roman çıkmaz, bir çizerin karikatürleri toplandığında ortaya bir çizgi-roman çıkmayacağı gibi… Ama bence, bu iki toplam yine de birer “insan romanı” olurlar.

Ben, içinde hiçbir eşya olmayan, çırılçıplak küçük bir odayı anlatan bir öykü yazmak isterdim. Bunu yapamadığım için karikatür çiziyorum...



Doğan Hızlan'ın, Poroy'un Schneider Temple'da açtığı sergisi için yazdığı bir yazı... 


Semih Poroy, 35 yıldır çiziyor

Schneider Temple'da açtığı yeni serginin adı da + 35. Portre karikatürcülüğünün usta adı Semih Poroy'un sergisini gezerken, karikatürün işlevi, bendeki yeri üzerine de düşündüm. Üstelik bazı adların sanat yaşamında, ilk çizgiden yükselişine kadar değişik aşamaları izlemişseniz, onun yaratıcılığının tanıklığını yapmışsanız, Poroy'un çizgisinden aldığınız lezzet daha da artar.

İlk karikatürü 1975 yılında Akbaba'da çıktı, ilk yazısını da 1978'de ben yayınlamışım. İyi bir karikatüristin ilklerinde bulunmak, anıların güzelliklerinden biridir. Portrelerini hep anımsarım. Cemal Süreya'nın 99 Yüz'deki usta yazılarına usta işi portreleri Semih Poroy çizmişti.

Benim için daha önemlisi, Söyleşiler adlı kitabımın ilk baskısında, röportaj yaptığım bütün isimlerin portreleri yine Semih Poroy'un çizdikleriydi. Sanatın kalıcılığına bir örneği yıllar sonra yaşadım. Onun çizdiği portremi gördükçe o gün giydiğim krem rengi gömleğimi, puantiye limon sarısı papyonumu anımsarım.

+ 35, bir bakıma onun karikatürcülük yaşamının bir dökümü olarak nitelendirilebilir. Sergide bazı çizimlerin eskizleri de bulunuyor, böylece bir karikatürün çizilme aşamaları görülebiliyor. Genç kuşak sanatçıları için işlevsel belgeler. Sergide, çizgi-roman örneklerinden parçalar da var.

Bir zamanlar Cumhuriyet Gazetesi'nin mizah eki Ciddiyet'i yönetmiştim. Sergide Ciddiyet sayfalarını görünce yıllar öncesinde kalan o günleri anımsadım. Ek'in birinci yıldönümünde mizah ve karikatür üzerine yapılan açık oturumu ben yönetmişim, sayfada oturuma katılanların hepsinin portrelerini Semih Poroy çizmiş, sayfadaki dostların bazıları aramızdan ayrılmış, onları saygıyla, sevgiyle andım.

TÜRK edebiyatının önemli yazarlarının birçoğunun da kitap kapaklarını o yaptı, sergide bunlardan bir seçmeyi görebilirsiniz. Hangi yazarların kapaklarını yapmış. Sergide olanlar kimler? Necati Cumalı, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, İlhan Selçuk, William Saroyan, Fakir Baykurt, Aydın Boysan, Graham Greene, Kemal Özer, Sennur Sezer.

Karikatürlerinin toplandığı kitaplardan bulabildiklerinizi alın:

Portreler, Meyhane Peçeteleri, Gölgenizi Kullanabilir miyim, Feklavye, Ohne Worte, Yazısız Gibi de yakında yayımlanacak.

Karikatür sanatının çeşitliliğini, zenginliğini gösteren bir sergi...




diğer dökümanlar

Sanatçıya ait örnek karikatür ve çalışmalar
Semih Poroy ile karikatür evreni üstüne bir söyleşi
Sabine Erkuş ve Nihal Kocabay’ın hazırladığı “Kalemiyle Yaşayanlar” söyleşi dizisinden Semih Poroy ile gerçekleşen söyleşi
Feklavye ile ilgili Hüseyin Soylu'nun hazırladığı bir animasyon:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with thumbnails