30 Nisan 2019

Eduardo Galeano-Yürüyen Kelimeler


Bir Bacağını Kaybeden Kuşun Hikayesi

Yavrular artık yumurtalarını kırmıştı ve başlarını yuvadan uzatarak
çığlıklar atıyorlardı. Tenquita onlara yiyecek bulmak için uçtu.
CoIchagua'da kıştı ve kar bir ayağını dondurdu. Kuş itiraz etti;

-Neden beni topal bıraktın.
Kar :
-Çünkü güneş beni eritiyor.
Tenquita güneşe yakındı,
Güneş :
-Çünkü bulut önümü kapıyor.
Bulut:
-Çünkü rüzgar beni sürüklüyor.
Rüzgâr :
-Çünkü duvar önümü kesiyor.
Duvar : 
-Çünkü fare beni kemiriyor.
Fare ;
-Çünkü kedi beni yiyor.
Kedi :
-Çünkü köpek beni kovalıyor.
Köpek :
-Çünkü sopa beni dövüyor.
Sopa :
-Çünkü ateş beni yakıyor.
Ateş :
-Çünkü su beni söndürüyor.
Su :
-Çünkü inek beni içiyor.
İnek :
-Çünkü bıçak beni kesiyor.
Bıçak :
-Çünkü insan beni biliyor.
Ve insan:
-Çünkü Tanrı beni yarattı.

Tenquita, düşe kalka ilerlerken, Tanrı'yı bulmak için söyledi şarkısını, Tanrı da onu dinledi, o zaman Tenquita Tanrı'ya, bacağını donduran karı eriten güneşin önünü kapatan bulutu sürükleyen rüzgarın önünü kesen duvarı kemiren fareyi yiyen kediyi kovalayan köpeği döven sopayı yakan ateşi söndüren suyu içen ineği kesen bıçağı bileyen insanı neden yarattığını sordu:

'Amaan Tenquita' dedi Tanrı, 
'beni yaratsın diye insanı yaratmak zorundayım ben...'

...

Belleğe Açılan Pencere

Başka bir denizin öte kıyısında, bir başka çömlekçi geçkin yaşlarında işten el çekiyor.

Gözleri buğulanıyor, elleri titriyor artık, veda vakti geliyor. O zaman başlangıç töreni gerçekleşiyor: Yaşlı çömlekçi genç çömlekçiye çıkardığı en iyi işi sunuyor. Kuzeydoğu Amerika yerlileri arasında, gelenek böyle emrediyor; giden sanatçı ustalık eserini başlayan sanatçıya teslim ediyor.

Ve genç çömlekçi bu mükemmel küpü izlemek ya da örnek almak için saklamıyor, onu yere vuruyor, bin parçaya ayırıyor; sonra parçaları toplayıp kendi kiline katıyor...

09 Nisan 2019

Alejandro Jodorowsky -Endless Poetry


Alejandro Jodorowsky (1929 Tocopilla, Şili) aktör, besteci, çizgi roman yazarı, prodüktör, psikoterapist, yönetmen.

Soğuk algınlığı bütün hızıyla devam ederken sırf kafam dağılsın diye bir film izlemek istedim. Yönetmenin daha önce bütün hayatı boyunca çekmek istediği ama türlü nedenlerden ötürü çekemediği bir film olan Jodorowsky's Dune 'ın hikayesini anlatan bir belgesel izlemiştim. Belgeseli de izlemenizi isterim, öyle büyük bir proje ki çekilse gerçekten nasıl bir şey olurdu, merak ediyor insan..Bu yüzden en son çektiği filmi izlemeye karar verdim..Uzun süredir bu kadar etkileyici bir film izlememiştim..Müzikler, görüntüler, içerdiği küçük mizahi sahneler..

Filmlerinin neredeyse hepsinin senaryosunu kendi yazıp kendi yönetmiştir ve de oynamıştır:=) Jodorowsky hayatı boyunca gerçek ve gerçeküstünü, bilinç ile bilinçaltını sürekli masaya yatırıp filmlerinde başarılı bir şekilde göstermeye çalışmıştır. Bu konuyla ilgili bir konuşması mevcuttur..



Bir söyleşisinde: 'Benim vatanım ayakkabılarımdır' diyerek insanın bağımsızlığını, özgürlüğünü ve insanın kendini keşfetme konusunda arayışının önemini ifade etmişti.

Filmografi

1957-La Cravate
1967-Fando y Lis
1970-El Topo
1973-The Holy Mountain
1980-Tusk
1989-Santa Sangre
1990-The Rainbow Thief
2013-The Dance of Reality
2013-Jodorowsky's Dune (belgesel)
2016-Poesía Sin Fin 

  


Yönetmen: Alejandro Jodorowsky
Senaryo: Alejandro Jodorowsky
Ülke: Şili, İngiltere, Fransa
Tür: Biyografi, Dram, Fantastik
Dil:İspanyolca, Fransızca, İngilizce
Müzik:Adan Jodorowsky
Diğer ismi: Endless Poetry

Oyuncular
Adan Jodorowsky, Brontis Jodorowsky, Leandro Taub, Pamela Flores,Alejandro Jodorowsky



Konu:
Biyografi, Drama, Fantastik türündeki bu sürprizlerle dolu rengarenk film, sürrealist akımı benimsemiş olan Şilili Sinemacı Alejandro Jodorowsky'nin şairlik yaptığı gençlik dönemini konu alıyor. Yer yer güldürüyor, bazen hüzünlendiriyor kimi zaman da yok artık dedirtiyor. Sanatçıların inişli çıkışlı ruh hallerini anlamamızı sağlıyor. Görsellik muhteşem. Çok emek harcandığı belli.


Baskıcı babasının tıp okuması için ısrar ettiği ama şair olmak için babasına karşı koyan Alejandro'nun, evini terk ederek döneminin genç sanatçılarıyla tanışması ve onlarla birlikte yaşadığı hayat masalsı çekimlerle anlatılmış. Görsel olarak son derece çarpıcı olan film çeşitli sürprizlere de sahip. Tam bir sanat filmi. Çok renkli ve hareketli. Ünlü sinemacı Alejandro Jodorowsky'nin gençlik yıllarının otobiyografisi. En güzeli ise Şilili yönetmenin gençliğini, oğlu Adan Jodorowsky'nin canlandırmış olması. Film bir anlamda yönetmenin, babasıyla helalleşmesine de değiniyor.

Filmde Alejandro J. de rol almış, gençlik haliyle konuştuğu sahneler çok hoştu. Az da olsa çıplaklık var ama rahatsız edici değil. (Fügen Atasoy)

web

filmi buradan indirip izleyebilirsiniz (altyazı içindedir-boyutu 3.24 GB)


Related Posts with thumbnails