18 Ekim 2020

Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi

 



Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi-Raj Patel & Jason W. Moore
Kapitalizm, Doğa ve Gezegenin Geleceği Hakkında Bir Rehber
Kolektif Kitap / Türkçesi: Serkan Gündüz
1. Baskı, Nisan 2019 / 288 Sayfa

 ...

Bu kitap, modern dünyanın yedi ucuz şeyle meydana geliş sürecini adım adım izliyor: Doğa, Para, Emek, Bakım, Gıda, Enerji ve Yaşam. Raj Patel ve Jason Moore’un eleştirel bir kapitalizm tarihi olarak okunabilecek kitapları, insanlarla yaşam ağı arasındaki karmaşık ilişkiler üzerine düşünmemiz ve bu ilişkiler vesilesiyle içinde bulunduğumuz dünyanın ve dünyanın neye benzeyeceğini anlamamızı sağlayan bir yöntem sunuyor. Yazarların buradaki asıl amaçlarının ne olduğunu görmek için, en başta “Ucuz”dan tam olarak neyi kast ettiklerini görmek gerekiyor.

Yazarlara göre kapitalizm, nakit paranın her yerde olduğu bir düzenden ziyade ucuz veya potansiyel olarak ucuz doğanın okyanuslarında nakit alışverişi yapılan adacıkların bulunduğu bir düzendir. Başka bir deyişle ucuz, kapitalizmin çalışmayı mümkün en asgari bedelle seferber eden bir stratejisi olarak özünde kapitalizmle yaşam arasındaki ilişkileri yöneten bir araçtır. İşte bu kitap, ilk olarak kapitalizmin neden sömürgecilikten bağımsız düşünülemeyeceğini açıkça ortaya koyuyor ve ikinci olarak da kapitalizmin, doğa, para, emek, bakım, gıda, enerji ve yaşamı ucuzlatarak hayatımızı nasıl kontrol altına aldığını gösteriyor. Yazarlar kitaplarının sonunda da, yüzyıllar boyu süren sömürünün doğurduğu haksızlıkları tartışarak insanların doğadaki yeri ve kapitalizmin yarattığı tahribat üzerine okurunu düşündürüyor.



Raj Patel 1972’de Londra’da doğdu. Hayatının farklı dönemlerinde Zimbabwe, Güney Afrika ve ABD’de yaşadı. Akademisyen, gazeteci, aktivist yazar 1999’daki Seattle protestolarının örgütleyicilerindendir. Topraksızlar ve Via Campesina hareketleriyle ilgilenmiş, gıda bağımsızlığı üzerine çalışmalar yürütmüştür. The New York Times çok satarlar listesine giren The Value of Nothing’in de dahil olduğu farklı kitap çalışmaları vardır.



Jason W. Moore Binghamton Üniversitesi’nde dünya tarihi ve dünya ekolojisi alanlarında dersler verir, ayrıca Dünya-ekolojisi Araştırma Ağı’nın koordinatörlüğünü yürütür. Capitalism in the Web of Life: Ecology and the Accumulation of Capital’ın da aralarında bulunduğu kitapları ve çevre tarihi, siyasi iktisat ve sosyal teori alanlarında çok sayıda ödüllü makalesi vardır.

UCUZ DOĞA 
   UCUZ PARA 
      UCUZ EMEK 
         UCUZ BAKIM 
            UCUZ GIDA 
               UCUZ ENERJİ 
                  UCUZ YAŞAM 

Bu kitapta, modern dünyanın nasıl yedi ucuz şeyle meydana geldiğini gösteriyoruz: doğa, para, emek, bakım, gıda, enerji ve yaşam. Bu cümledeki her kelime çetin. Ucuz pazarlığın tersidir; ucuzlatma kapsamlı bir yaşam ağını kontrol etmeye yönelik bir dizi stratejidir. “Şeyler” ordular, din adamları, muhasebeciler ve basın aracılığıyla şeyler haline gelirler. Merkezde yer alan insan ve doğa varlığını, 17. yüzyıldaki devasa bilardo toplarıymış gibi çarpışarak sürdürmez. Yaşam kurma, çekişmeli ve karmaşık eğilimlerle dolu bir süreçtir ama karşılıklılık esasına göre sürdürülebilir. Bu kitap, insanlarla yaşam ağı arasındaki karmaşık ilişkiler üzerine düşünmemizi ve bu ilişkiler vesilesiyle içinde bulunduğumuz dünyayı ve dünyanın neye benzeyeceğini anlamamızı sağlayan bir yöntem sunmayı hedefliyor.

Biraz merak uyandırmak adına, jeolojik kayıtlardaki şu tavuk kemiklerine, insanlarla dünyanın en yaygın kuşu Gallus gallus domesticus arasındaki ilişkinin kapitalist izlerine dönelim. Bugün yediğimiz tavuklar yüz yıl öncekilerden çok farklı. Bugünün tavukları İkinci Dünya Savaşı sonrasında sarf edilen yoğun çabaların sonucunda ortaya çıkmıştır. İnsanlar kaynak olarak Asya ormanlarından serbestçe elde edilen genetik materyali kullanıp kümes hayvanlarının en fazla kâr getirenini üretmek üzere yeniden şekillendirmeye karar vermiştir. Bu kuş zar zor yürüyebilir, sadece birkaç haftada anaçlık evresine erişir, göğsü geniştir ve jeolojik açıdan önemli sayılacak miktarlarda (yılda 60 milyardan fazla) yetiştirilip kesilir. Bu ilişkiyi
Ucuz Doğanın bir göstergesi olarak düşünün. 

ABD’de halihazırda en çok tüketilen tavuk etinin, 2020’ye gelindiğinde gezegenin en çok rağbet edilen eti olacağı öngörülüyor. Bu çok fazla emek gerektirecektir. Kümes hayvancılığı çalışanlarına çok az ücret ödenir: ABD’de fast food sektöründe tavuk için harcanan her 1 doların sadece 2 senti emekçilere gider ve bazı işletmeler saatine 25 sent ödenen mahkûm emeğini kullanır. Bunu Ucuz Emek olarak düşünün. 

ABD kümes hayvancılığı endüstrisinde kanatları kesen işçilerin yüzde 86’sı üretim hattında tekrarlayıp duran kesme ve koparma hareketleri yüzünden acı çekmektedir. Bazı işverenler işçilerin kaza haberlerini görmezden gelir; yaralanma iddialarını reddetmek de yaygın bir uygulamadır. İşçiler açısından bu durum, kazadan sonraki on yılda gelirlerinin yüzde 15 düşeceği anlamına gelir. İşçiler iyileşme sürecinde ailelerine ve yardımlaşma ağlarına bağımlı olacaktır ve bu süreç üretim döngüsünün dışında kalmalarına neden olacak, süregiden işgücüne katılımlarını temelden etkileyecektir. Bunu Ucuz Bakım olarak düşünün.

Bu endüstrinin ürettiği gıdalar nihayetinde karnımızı doyuracaktır ve kasada ya da evlere serviste ödediğimiz hesabın düşük olması sayesinde hiçbir memnuniyetsizlik duyulmaz. Bu, ucuz Gıda’nın bir stratejisidir. Mideleri tek parça olduğu için metan gazı salmayan tavuklar, ineklere kıyasla iklim değişikliğine daha az etki eder ancak yetiştirildikleri büyük alanları sıcak tutmak gerektiğinden, fazla miktarda yakıt kullanılır. ABD kümes hayvancılığının karbon ayak izine en fazla katkıyı sunması da bu sebepledir. Çok fazla propan kullanmadan düşük maliyetli tavuğa sahip olamazsınız: İşte size Ucuz Enerji

İşleme tabi tutulan bu kuşların ticareti biraz riskli olsa da imtiyaz sözleşmeleri ve devlet destekleri sayesinde –tavuklar için soya yemi yetiştirilen (çoğunlukla Çin, Brezilya ve ABD’de) araziye mali ve fiziksel olarak kolay erişimden küçük işletmelerin kredilendirilmesine dek– özel sektör yararına yapılan kamu harcamalarının katkısıyla sözkonusu risk azaltılır. Bu da Ucuz Para’nın bir özelliğidir.

Sonuç olarak insan ve hayvan yaşamlarının ait olduğu kategorilere karşı (kadınlar, sömürgeleştirilenler, yoksullar, beyaz olmayanlar ve göçmenler gibi) şovenizmin ısrarcı ve düzenli dayatmaları bu altı ucuz şeyin her birini mümkün kılmıştır. Bu ekolojinin yerini tespit etmek için son bir unsura ihtiyaç vardır: Ucuz Yaşam düzeni. Ancak bu sürecin her aşamasında –kendi sürüleriyle hayvan ıslahı için genetik materyal kaynağı sağlayan yerliler ve haklarının tanınmasını ve refah talep eden bakım hizmetlilerinden iklim değişikliği ve Wall Street’e karşı mücadele edenlere kadar– insanlar direnir. Doğa, para, emek, bakım, gıda, enerji ve yaşam için yürütülen toplumsal mücadeleye Kapitalosen’in kümes hayvanı kemiklerinin eşlik etmesi, modern çağın en ikonik simgesinin otomobil ya da akıllı telefon değil de tavuk nugget olmasını anlaşılır kılar.

Soyalı tavuğu plastik kaptaki barbekü sosuna banarken bunların hepsi unutulur. Oysa fosilleşmiş izleri, trilyonlarca kuşu, onları üreten insanlardan daha kalıcı kılacak ve insanların geçip gittiği yerleri de işaretleyecek. Bu yüzden insanların, doğanın ve gezegeni değiştiren sistemin hikâyesini modern dünyanın tarihçesi olarak sunuyoruz: Unutmaya çare olarak. Elbette bu kısa kitap dünya tarihinin tamamını kapsamaz. Dünyanın bu duruma nasıl geldiğini ortaya koyan süreçlerin tarihidir. Bu yedi ucuz şeyin öyküsü, kapitalizmin, dünyanın çok küçük bir kısmının Avrupa’nın sömürgeci gücünün faaliyet alanı dışında kaldığını gösteren aşağıdakine benzer haritalar ortaya çıkaracak şekilde nasıl yayıldığını örneklerle açıklıyor.



Related Posts with thumbnails