26 Eylül 2008

Ay ve Takvim

Musteriyan'lara göre 51.000 yılının içindeyiz
Tevrat'a göre 7536 yılındayız
Euseblos'a göre 7229 yılındayız
Afrikanus'a göre 7529 yılındayız
Suryani'lere göre 6153 yılındayız
Isa'ya göre 2002 yılındayız
Muhammed'e göre 1423 yılındayız...

image001 image003 image004

image005 image002

image007 image009 image010

Gregorian: Monday, 12 April 2004
Mayan: Long count = 12.19.11.3.5; tzolkin = 1 Chicchan; haab = 8 Pop
French: 24 Germinal an 212 de la Révolution
Islamic: 21 Safar 1425
Hebrew: 21 Nisan 5764
Julian: 30 March 2004
ISO: Day 1 of week 16 of 2004
Persian: 24 Farvardin 1383
Ethiopic: 4 Miyazya 1996
Coptic: 4 Barmundah 1720
Chinese: Cycle 78, year 21, 2.month 2. day 23 (Xin-You)
Julian day: 2453108
Day of year: Day 103 of 2004; 263 days remaining Discordian: Boomtime, Year of Our Lady of Discord 3170

image008 image012

image011 image014 image015

image013 image017

image016 image018

24 Eylül 2008

Necmi Rıza Ayça


Necmi Rıza Ayça

1914'de Yugoslavya'nın Priştine şehrinde doğdu. Öğrenimini İstanbul'da tanmamladı. İstanbul Erkek Lisesi'nden sonra DGS'ne (Hikmet Onat atölyesine) girdi. 1945'de mezun oldu. 1927'de amatör olarak ilk karikatürü Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı. 1936'da Babıali'ye girdi.

Akbaba, Karikatür, Şaka, Papağan, Pardon, Amcabey dergilerinde uzun yıllar çalıştı.21 kadar kişisel, karikatür ve resim sergisi açtı.Bu sergilerden birisi, İngiliz Kralı'nın taç giyme töreni nedeniyle gerçekleşti. (1937) Ödüller kazandı.

1952'den beri 11 karikatür yıllığı yayınlandı.Ayça, halen "Bana Göre Ünlüler" adlı bir sergi hazırlıyor. Almanya'da çıkan "Mal" Kurzsgelacht, Pefefer, Paprika adlı dergilerde 13 yıldan beri kadın karikatürleri yayınlanmaktadır. Bir kız babasıdır.

2001 yılı nisan ayında aramızdan ayrıldı.

Yavaş Şehir

Yavaş Şehir Chiavenna

Yavaş Şehir Chiavenna

İtalya’nın “Yavaş Şehir (Slow City)” hareketini destekleyenler, şehir merkezlerinde araba kullanımını yasaklayarak ve McDonald’s şubeleriyle süpermarketleri kapatarak yaşanır kentler oluşturmaya çalışıyorlar. Asya’ya da sıçrayan bu akım, tüm Avrupa’da hızla yayılıyor.

Toskana’nın minik Chianti şehri, 1999 yılında ilk “Cittá Slow” [İtalyanca yavaş şehir] kenti oldu, ardından Bra, Positano ve Orvieto geldi. Zamanla, yavaşlık dalgası diğer şehirler arasında yayıldı. Artık İtalya’daki 42 Yavaş Şehir’le birlikte, İngiltere, İspanya, Portekiz, Avusturya, Polonya ve Norveç’te de birçok Yavaş Şehir var. Almanya’dan, aralarında Hersbruck, Lüdinghausen, Schwarzenbruck, Waldkirch ve Überlingen’in de bulunduğu bazı şehirler, sadece 50.000’den az nüfusu olan kentlerin kabul edildiği harekete seçilebilmek için başvurdu.

Yavaş Şehir’in İtalya’da ortaya çıkmasına şaşırmamak gerek. “La dolce vita”nın [tatlı hayat] ülkesi İtalya, özelikle yemekle ilgili geleneklerine çok bağlı. İtalyanlar’ın dilleri bile yavaşlığa çok daha yatkın.

1991 – 2004 yılları arasında Orvieto’nun Belediye Başkanı olan Stefano Cimicchi, bu görevinden sonraki birkaç yıl “Slow Food (Yavaş Yemek)”un başarılı konseptinden yola çıkılarak hazırlanan Yavaş Şehir hareketinin başkanlığını yürüttü. Yavaş Şehir hareketi, küçük kentlerin geleneksel yapılarını, sıkı kuralları dikkatle uygulayarak korumaları gerektiğini savunuyor: Arabalar şehir merkezlerinden çıkarılmalı, insanlar sadece yerel ürünleri tüketmeli ve sürdürülebilir enerji kullanmalı. Bu küçük şehirlerde, süpermarket ya da McDonald’s aramanın bir anlamı yok.

Cimicchi, “Amacımız yaşanır şehirler yaratmak,” diyor, “Tıpkı yazar Italo Calvino ve mimar Renzo Piano gibi, bir ütopya şehri konsepti üzerinde çalışıyoruz”.

Yavaş Şehirler, ekoloji ve sürdürülebilirlik alanında bilimin son buluşlarından da faydalanarak, Ortaçağ’dan ya da Rönesans Dönemi’nden kalma kentsel öğeleri korumaya çalışıyorlar. Eğer kentin bu amacına yardımcı olacaksa, modern teknolojiye bile izin veriliyor. Mesela Cimicchi, Orvieto’da sadece yayaların geçişine izin veren elektronik kapılar kullanmak istiyor. Pisa’da da benzer bir sistem var: Eğer kameralar parkmetrenin süresinin dolduğunu tespit ederse, bir dakika ya da tüm gün de olsa, park cezası kesiliyor.

cittaslow

Yavaş Şehirler’in Katı Kuralları
Yavaş Şehir bildirisi, gürültü kirliliğini ve trafiği kesmek, yeşil alanları ve yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri satan dükkan ve lokantaları desteklemek ve yerel estetik öğeleri korumak gibi, 50’den fazla taahhüt içeriyor. Yavaş Şehir olarak adlandırılmak ve salyangoz logosunu kullanabilmek için de, şehrin önce kontrol edilmesi, daha sonra da dedektifler tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor.

Bu bildiriye göre bir kentin Yavaş Şehir olup olmadığını belirleyen hareket, “Cittá Slow”un, genel kuralların belirtildiği bir manifestosu, bu vasfı almak isteyen kentlerin imzaladığı kurum sözleşmesi, üye şehirler listesi ve bir yıllık toplantı programı bulunuyor.

Bu hareketin en önemli etkenlerinden biri de, kentsel yaşamdaki yoğun tempoyla mücadeleye hız kazandırıyor olması. İtalya’nın Yavaş Şehir yöneticileri yılda bir kez buluşarak, notlarını karşılaştırıyorlar ve yeni inisiyatifler getiriyorlar. Urbino Üniversitesi de, geçenlerde bir anlaşma imzalayarak hareketin resmi danışmanı oldu.

Kasım 1999’da Orvieto’da hazırlanan sözleşmeye göre Yavaş Şehirler’in şu şartları sağlaması gerekiyor:

1 - Etrafını çevreleyen bölgenin ve kentsel düzenin niteliklerini korumak ve geliştirmek için, yeniden kullanma tekniklerini araştırarak, çevresel politikalar uygulaması,

2 - Toprağın işgali için değil, kullanımının geliştirilmesi için, işlevsel bir altyapı politikası yürütmesi,

3 - Çevrenin ve kent düzeninin kalitesini geliştirmek için teknoloji kullanımını teşvik etmesi,

4 - Doğal, çevreyle uyumlu tekniklerin kullanımıyla üretilen yiyecek maddelerinin tüketimini desteklemesi, genetik yapısıyla oynanmış ürünleri hariç tutarak, Slow Food Ark ve Presidia projeleriyle işbirliği içerisinde, zor durumlar için gereken tipik ürünlerin üretilmesi,

5 - Bir bölgenin kültür ve geleneklerinin korunarak, simgeselleşmesine katkıda bulunup, yerli üretimi teşvik etmesi ve tüketicilerle, kaliteli üreticiler ve satıcılar arasında doğrudan temas kurulabilmesi için tercih edilebilir ortamlar ve mekanlar yaratmayı desteklemesi,

6 - Konukseverlik kalitesini ve yerel toplum ile onun belirli özellikleri arasında gerçek bir bağ kurmayı desteklemesi, bir şehrin kaynaklarının eksiksiz ve yaygın olarak kullanımını önleyen fiziksel ve kültürel engelleri kaldırması,

7 - Gençlerin ve okulların sistematik bir biçimde lezzet eğitimiyle tanışmasına özel bir dikkat göstererek, yalnızca iç işletmecilerinin değil, bütün vatandaşlarının Yavaş Kent’te yaşadıklarına dair farkındalıklarını sağlaması.

cittaslow2

Bra'da Yeni Bir Yaşam Tarzı
Yavaş Şehirler’den biri olan Bra’nın Belediye Başkan Vekili Bruna Sibille, küreselleşmeye karşı hareket etmenin kolay olmadığı günümüzde, bir kenti yönetmenin en iyi yolunun yavaşlık felsefesi olduğunu söylüyor: “Yavaşlık hareketi, önceleri iyi yemekler yiyip içmek isteyen birkaç kişinin fikri olarak ortaya çıktı. Fakat, her şeyi daha az telaşla ve daha az homojenize bir tutumla yapmanın faydaları hakkındaki tartışmalar giderek daha geniş bir alana yayıldı.”

Bra’da da diğer Yavaş Şehirler’de olduğu gibi, tarihi kent merkezinde araba kullanımı, süpermarketler ve parlak reklam ışıkları yasaklandı. Elişleri ya da özel yetiştirilmiş yiyecekler satan küçük aile işletmeleri, en iyi ticaret birimleri haline geldi. Belediye binası, Piedmont bölgesinin tipik bal rengi sıvası kullanılarak onarılıyor. Okullarda çocuklara yerel üreticiler tarafından yetiştirilen organik meyve ve sebzeler servis ediliyor.

Fazla çalışmanın zararlarından korunmak amacıyla, Bra’daki bütün küçük marketler Perşembe ve Pazar günleri kapatılıyor. İnsanlar bürokratik işlerini, Cumartesi sabahı açılan Belediye’de acele etmeden halledebiliyorlar. Sibille, “Böylece yavaş yavaş yeni bir ortam, yeni bir hayat anlayışı oluşturuyoruz,” diyor.

“Bir şeyi netleştirelim: Yavaş Şehir olmak, her şeyi durdurup zamanı geri almak anlamına gelmiyor,” diye vurguluyor Bruna Sibille, “Müzelerin içerisinde yaşamak istemiyoruz, tek istediğimiz modern ile geleneksel arasında, kaliteli yaşamı destekleyen bir denge oluşturabilmek”.

===================================

Kaynak: Spiegel, Strans.org, Slowmovement.com, Matogmer.no, Treehugger Çeviren: Gizem Kahraman Derleyen: Zeynep Güney-Arkitera.com

===================================

18 Eylül 2008

Şişkolarla Sıskalar

Şişkolarla Sıskalar-01-Önkapak

Şişkolarla Sıskalar-Andre Maourois
Türkçeleştiren: Ülkü Tamer
Resimleyen: Fritz Wegner
De Yayınevi
75 sayfa

Şişkolarla Sıskalar-02Şişkolarla Sıskalar-39-Arkakapak


çocukluğumda okuduğum bu kitabın beni bu kadar etkilemesine hala şaşırıyorum-nedenini sorguladığımda verdiğim cevaplar güdük kalıyor nedense;

Şişkolarla Sıskalar-03 Şişkolarla Sıskalar-11

sanırım ilk nedenlerden biri o ana kadar insanların birbirinden farklı olabileceği gerçeğini sezdirmesiydi -yani çocuk gözünden yetişken gözüne geçiş o kadar ağır olur ki bunu sezemezsiniz bile-ilk defa yetişkinlerin dünyasındaki farklılıklardan birini bana sezdirmesi önemli olabilir etkilenmemde..kitabı okuduktan sonra çevremdeki insanları bende guruplara ayırmaya başladım-ilkin şişman-zayıf diye daha sonra farklı nitelendirmelerle..

Şişkolarla Sıskalar-07a Şişkolarla Sıskalar-07b

okulumuzun bahçesinde oynarken ağaçlıkların arasında kazılmış ama ağzı kapatılmayarak taş ve yapraklarla örtülmüş bir oyuk vardı-ve bize yasaklamışlardı oraya gitmeyi-içine düşersiniz vb. gibi gerekçelerle-hepimiz merak ederdik içinde ne olduğunu ama hiçbirimiz denemedik tabi-kitapta da buna benzer bir yarıktan çocukların içeri dalması ve ayrı bir dünyaya geçişin olması belkide benim/bizim yapamadığımız bir hareketin orada vücut bulmasıydı..

Şişkolarla Sıskalar-09 Şişkolarla Sıskalar-22

ilk olarak "zaman" kavramının farkına varmamı sağlamıştı-daha içinde yaşadığımız zamanı özümsememişken farklı "zaman" boyutları olabileceğini düşündürmesi etkileyiciliğiydi..

Şişkolarla Sıskalar-16 Şişkolarla Sıskalar-17

paylaşımın bütün dünyanın sorunu olduğunu öğrenmiştim-oysa biz ne güzel her şeyi paylaşabiliyorduk o sıralar-uyduruk kaydırık bir ada yüzünden koca koca insanların savaş kararları alması çok saçma gelmişti-yıllar sonra "Kardak" olayında bu kitabı hatırlamıştım-koca koca insanlar kıytırık bir olay yüzünden hemen savaş naraları atmaya başlamışlardı..

Şişkolarla Sıskalar-38a Şişkolarla Sıskalar-38b

illüstrasyon resimleri çok güzeldi-hala da bakınca hoşuma gidiyor-belkide resimler olmasa bu kadar detaylı bir şekilde aklıma kazınmazdı..kitabı okurken bir bakardım bende zayıfların olduğu trendeyim-ya da vapurda..onlarla birlikte yemek yerken bulurdum kendimi...sonradan nette çok aramıştım Fritz Wegner'in çizgilerini.. 

(artık olacak:)


Kitap ve İllüstre Resimleri bilgisayarınıza indirmek için tıklayın.

Related Posts with thumbnails