Burada görmüş olduğunuz fotoğraflar, Fas ve Mısır arasındaki yaşamıma ait kısa bir seyahattir. İki ülkeyi de çok seviyorum ve son derece özlüyorum. Fotoğraflar benim, yani kameranın arkasında görünmeyen adamın birer yansımasıdır.
Çoğu portrelerimde, izleyicinin farkedebileceği gibi konuyu genellikle kalabalıktan ayrı tutarım ve insanları doğal çevreleri içerisinde fotoğraflamayı tercih ederim. Gençler, fakirler ve yaşlılar benim asıl ilham kaynaklarımdır.
Bir portre çekerken, konuya mümkün olduğu kadar hilesiz yaklaşmaya ve giysilerinin, yüzlerinin tüm ayrıntılarını ışığın yönüne göre nakletmeye çalışırım. Karanlık odada çalışırken daima ortamın kokusunu ve sesleri hatırlamaya çalışırım. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak , yüzlerin benzersizliğini kameramla kalabalıktan ayırıp sunarak fotoğrafçılıkta orijinalliğin bir savunucusu olarak duruyorum. Ukalalık gibi görünse de amacım bu.
İzleyicilerimin, fotoğraflarımdan duygularımı okuyabilmelerini umuyorum. Çünkü; kırışmış yüzler ve ellerinin hareketleri vasıtasıyla duygularımı nakletmeye çalışıyorum.
Yöresel bir pazarda, nane çayı kokusu dolu hava, hayal gücümü harekete geçirir. Etrafıma döndüğümde sakallı, yaşlı bir pazarcının çadırındaki delikten içeri süzülen ışıkta renkleri parlayan baharat çuvallarını görürüm.
Bu yüzlerden her biri, anlaşılmayı bekleyen insanlarımın kültürü ve tarihi vasıtasıyla kutsal bir rehber gibidir. Benim için, evimizin yakınında maydanoz ve kişniş satan yaşlı kadının yüzündeki kırışıklıklar onun geçmişine ait bir şifre ve bugünü ile geleceğinin işaretleridir.
Yüz ifadesi ve hatta kollarını kavuşturma şekli ile bu hanımın kültürel etiği ve dine olan bağlılığı hakkında fikir edinebiliriz. Modellerimin çoğu ile aramda her zaman psikolojik derin bir bağ mevcuttur. Bir kişinin fotoğrafını çekmeye hazırlanırken deklanşör düğmesine basmadan evvel, sıklıkla kendime bu kişiyi filmin her karesindeki yaşama ve daha sonra kendi yaşamıma sokmaya hazır olup olmadığımı sorarım.
Tarafımdan portreleri çekilen kişiler benim himayem altına girerler. Onlara özen gösterir ve gelebilecek eleştirilere karşı korurum. Sıklıkla bu kişilerin halen hayatta olup olmadıklarını, yeteri kadar yiyeceğe sahip olup olmadıklarını ve soğuk kış günlerinde sıcak giysiler içinde olup olmadıklarını merak ederim.
Fotoğraflarımı bitirdikten sonra modellerimin, benim ve onları izleyecek olan binlerce kişinin bakışından mahcubiyet duyup duymayacaklarını düşünerek saatlerce incelerim. Özel yaşamlarına müdahale etmek ve dış dünyaya açmakla beni suçlayıp suçlamayacaklarını kendi kendime sorarım.
Nour Eddine El Ghoumari Hakkında
Doğum yeri Taza, Profesör ve Fotoğraf Departman Şefi, İngiltere’ de yaşıyor ve çalışıyor. 1991’den beri İngiltere ve Mısır’da bir çok kişisel sergi açtı, İngiltere, Fas ve Suriye’de karma sergilere katıldı. 1997’den beri Fas ve diğer ülkelerde de tanınıyor, bir çok madalya ve birinciliğin yanı sıra bir de kitabı var. Sanatsal fotoğrafları İngiltere, Almanya, Rusya, Ukrayna, Fas, Mısır, Suriye, İtalya,Japonya ve A.B.D.’de dergileri süslüyor.
Fotoğraf gerçeğin sınırlarını aştığı zaman…
Fotoğrafın harika dünyasını keşfetmeden önce, spor dünyasında oldukça başarılı bir geçmişi var… Tramplen atlayan… 16 ulusal madalyası ve 100 metre ve 4 x 100 metrede uluslararası şampiyonlukları olan Nour Eddine`i hiç bir şey fotoğraf sanatından geri koymuyor.
Doğum yeri Taza'sını yaşamak ve yaşatmak için toprak ve denize meydan okumuş. Taza` nın, kadın, yaşlı ve çocuklarının sözcüsü olmuş .
Sefalet, sessizlik ve direnç, konularının yüzlerinden okunmakta, silinmez yüz çizgileri zamane felaketlerinin yaşayan tanıkları, Tazi` liler cesaretleri ve meydan okumaları ile tanınmış bir halk.
Nour Eddine ; yüz çizgileri iklim ile daha da belirginleşen bu mermer yüzleri, konuşturmak, yaşatmak ve harcanmış çocukluklarını savunmak için, birer fotoğraf konusu yapıyor,
Tum duvarları yıkıyor ve sefalet içinde ; onurları ile yaşayan bu kadın, çocuk, adamları, kendi doğal yaşam koşullarında gösteriyor.
Dijital fotoğrafın avantajlarını da kullanarak gerçeğin ötesinde kendini ifade edebilmek için büyük savaş veriyor.
Sanat yıldızının altında doğan Nour Eddine bir sanat yıldızı olarak, figuranlarının acılarına da ortak olmuş ve onların gönüllerini kazanmış.
Sergi salonlarında, medyada Taza'sının sevgi ve acısından konuşmak ve konuşturmak için, uzak ülkeleri fethetmiş. Kendisini bu denli adamışlığı yerel basınca, ülkesinde ; SEBASTIAO SALGADO`nun gölgesi diye isimlendirilmesine sebep olmuş..
Nur'un paleti bizi şaşırtmaya devam ediyor, resim yapıyor, fotoğraf çekiyor, bizlere artistik kalitesi yüksek işler çıkarmak için çok mürekkep döküyor ve savaşı ne evrende ne de internette bitmiyor. Photoshop işlemeleri ile bizi gerçek üstü bir dünyaya götürüyor.
Fas, spor dünyasında bir şampiyon olarak tanıdığı bu hümanist vatandaşının şimdi de -başarılı bir- fotoğraf sanatçısı yönünü tanıyor.
websitesi
Sanatçının tüm fotograflarını bilgisayarınıza indirmek için