-Son Devrimin Güncesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
-Son Devrimin Güncesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2015

Antoni Casas Ros

1972 doğumlu. Annesi İtalyan, babası Katalan, kendisi Fransızca yazıyor. Geçirdiği talihsiz kazayla matematik kariyerine son verip edebiyata yöneldi. İlk romanı Almodovar Teoremi (2009) Türkiyeli okurlardan da yoğun ilgi gördü. Fransa’da Prix Landerneau’ya aday gösterilen roman, İspanya’da 2008 yılının en iyi romanı seçildi (Premio Mejor Libro Novel). 2009’da öykülerden oluşan Mort au Romantisme adlı kitabı yayımlandı. İkinci romanı Enigma (2010) gizemli örgüsüyle dikkat çekti. Yazarın "Son Devrimin Güncesi" adlı son romanı (2011) yayımlanmıştır. Halen Roma’da yaşıyor.

  

Antoni Casas Ros-Son Devrimin Güncesi

Son derece tanıdık bir dünya: Demokrasi adına devlet eliyle gerçekleştirilen her gün daha fazla şiddet, baskı, kontrol; bozulan ekonomi, kriz halindeki borsalar, gerçekleri yansıtmayan medya, azami kâr'a dayanan kapitalist şirketler, yoksulluk içinde yaşayan milyonlar, mutsuz toplumlar…

Bütün bu sistemi çökertmek için son derece sıra dışı bir yöntem: Dünyanın her yerinde, beklenmedik anlarda toplanarak yüksek binalardan atlayan gençler karşısında hangi hükumet ne yapabilir? Bir anda şehirlerin ana caddelerine düşen, bedenleri yaşamın tüm renklerine boyanmış genç insanların parçalanmış gövdelerinin yaratacağı dehşet ve kaosu nasıl önleyebilir? Üstelik bütün bu anları kaydeden ve hızla yayan alternatif bir medya örgütlenmesi de oluşturulmuşsa…

Antoni Casas Ros, Almodovar Teoremi ve Enigma’dan sonra, gerçek ile gerçek üstünün iç içe geçtiği, sınırların, zamanın ve mekânın başka anlamlara büründüğü, hayal gücü, yaratıcılık ve cinselliğin otokrat rejimlere baskın çıktığı düşsel bir direniş romanıyla okur karşısında.

Sistemi ve yarattığı değerleri kılcal damarlarına dek sorgulayan, esinleyici bir macera… (Tanıtım Bülteninden)


kitaptan alıntılar...

../..
Akıl, evrenin ortasında camdan bir gözdür!..

../..
Tek bir hayatı, onunkini yaşamak, uzun bir can çekişmeye girmektir.
Ekoloji:  "Uçlarda yaşamıyorsanız gereksiz yer kaplıyorsunuz demektir." 
der. Ama, hiç durmadan yenilenen sessizliğin içinde, her şeyi kendine
indirgemeye çalışan düşüncenin bu merkezi düğümü nasıl olur da
gevşemeye, hayata sahip çıkmadan onun akıp gitmesine izin verir?

../..
Asla ve daima gibi olan vahşilik. Özgürlük ilk sayıya benzer, der Bolano. Bu dünya kötüye gidiyor. İyi ama yeterince kötü mü? Bir yüzyıl süren can çekişmesinde hiç yaratıcılık yok. Ya daha kötüsünü dilersek? Uçurumun kenarı, sütsü çarpıntısı içinde gökyüzüyle yeryüzünü ayıran solgun iz. Yeni Dünya'nın yuvarlak başının etrafındaki aşırı genIeşmiş bir vulva mıdır sıfır? Yarım çözümlerden bıktık artık, ahlakçı söylemlerden bıktık, dünyayı kaostan kurtarmak isteyen idealistlerden bıktık! İnsanın sapkınlığı, kibir, gurur, para ve iktidar dünyanın gerçek motorlarıdır. Tek çözüm: Son devrim! Kaos! Ardından, insan belki nihai yıkımdan yararlanıp yeniden doğabilir. Eğer başarısız kalırsa, dünya nihayet sessizliğe kavuşur ve filme çekecek uyduların olmadığı mavilikte yüzer. Okyanus gökyüzünün olur, ormanIar nehirlerin, buzlar koyu mavinin. Bütün insan bilgisi, bütün yaratıcılık, deha; volkanların uçurumunda kaybolan bir melodi gibi. İçimizdeki ateş bizi tüketiyor, böbürlenmemizi, söze gelmez olanı ararken gökyüzüne kaçan yavaş yavaş akan bir lava dönüştürüyor...

../..

DİKTATÖRLÜK: REÇETE

İşte, günümüzde her türden otokratın başarısını sağlayan reçete

İçindekiler:

-Çok yoksul milyonlarca yurttaş
-Derin eşitsizlikler.
-Müstehcen bir zenginlikle birlikte görülen hayal edilemez bir yoksulluk.
-Adaletsizlik, dışlama ve ırk ayrımcılığı.
-Her yerde mevcut bir çürüme ve yozlaşma.
-"Biz durumu kontrol ediyoruz, burada hiçbir şey olamaz' ,
diyen, ikna olmuş, küstah bir politik ve ekonomik seçkin grubu.
-Gözden düşmüş siyasi partiler.
-Demokrasiden, politikadan ve politika yapanlardan hayal kırıklığına uğramış, duyarsız bir orta sınıf.
-Uyuşukluk, israf ve yozlaşma temelli bir salamura içinde uzun süre marina edildiği için yumuşamış bir parlamento, adalet ve silahlı kuvvetler. Bir yargıç, senatör ya da general satın almak kolay olmalı.
-Sahiplerince kendi ekonomik ya da politik çıkarlarını güçlendirmek için kullanılan medya.
-Etkisizleştirilmiş, başka önceliklerle oyalanan ya da askeri maceralara fazlasıyla batmış yabancı bir süper güç.
-Uyanık olmakta zorlanan ve diğer ülkelerin nasıl yönetildiğiyle gerçekten ilgilenmeyen uluslararası kamuoyu.
-Parmakla gösterilebilecek bir dış güç. CIA ideal örnektir. Ama komşu bir ülke de olabilir. Ya da deri rengi farklı olan göçmenler. Eğer hiçbiri işe yaramıyorsa, Yahudileri ve Mossad'ı deneyin.
-İyi silahlanmış, iyi hazırlanmış ve rejime karşı koyanları parçalamaya hazır "halk milisleri." Bu milislerin çok kalabalık olması şart değil. Onları oluşturan kaba saba tiplerin, dayak atarak, öldürerek, kaçırarak ya da diğer şiddet biçimlerini uygulayarak halkı yıldırması yeterli...


Hazırlık: 

1.Bazı kesimleri diğerleriyle karşı karşıya getiren bir kampanya sayesinde en yoksul nüfusu iyice sarsın. Kin, seçim hıncı ve ekonomik popülizm serpin. Toplumsal tencereyi kaynatarak bütün uyumu buhar edip uçurun.

2-Demokratik seçimler sırasında iktidarı ele geçirin. Rakipleriniz yozlaşmış ve gözden düşmüşse ve oy satın almayı biliyorsanız bunu kolayca başarırsınız. Kampanya sırasında yozlaşmaya karşı mücadele ve yoksullardan çaldıklarını zenginlerden alma iradenizi ilan edin.

3. Seçimleri kazandıktan sonra başka seçimler örgütleyin ama sakın onları kaybetmeyin. Seçimler demokrasiyi savunmaya değil, tabağınızı süslemeye yarar.

4. Başkana sadık subaylar atayarak üst düzey askeri komutayı tazeleyin. Onlara her türden hediye vererek ödüllendirin, coşkusunu yitirmiş olanları cezalandırın. Onları sürekli ispiyonlayın.

5. Yargıçlara karşı da aynı şekilde davranın.

6. Referandum yoluyla anayasa değişikliği elde etmeyi hedefleyen bir kampanya başlatın. Kamu hizmetinde çalışanları oy kullanmaya mecbur edin ve bazı muhalefet üyelerinin bu inisiyatife karşı olduğundan emin olun. Muhalefetin geri kalanını, oylarının hiçbir ağırlığı olmadığı konusunda ikna edin.

7. Yeni anayasa yurttaşların bütün haklarını garanti etmelidir, özellikle de en yoksulların. Aynı zamanda da onların görev ve yükümlülüklerini asgariye indirgemelidir. Yoksulluğu azaltacağınıza ve eşitsizlikleri ortadan kaldıracağınıza dair söz verin. Anayasa metnine geçici maddeler ekleyin. Bunlar sokaktaki insan için anlaşılmaz bir dilde kaleme alınmış olsun, güçler ayrılığını zayıflatsın ya da ortadan kaldırsın, otoriteyi başkanın ellerinde toplasın ve onun kendini sonsuzca temsil etmesini sağlasın.

8. Muhalefeti gözden düşürün, alçaltın, içlerinden adam seçin, satın alın ve ezin.

9. Medyayı kontrol edin. Kimsenin dinlemediği birkaç eleştirel sese hoşgörü gösterin. Bu sizi basını susturmakla suçlayanları susturmanızı sağlayacaktır.

10. Üçüncü maddeyi sonsuza dek tekrarlayın.

Afiyet olsun !...

Related Posts with thumbnails