Gırgır Dergisini ablalarım alırdı ama her hafta değil öyle akıllarına esince bende okurdum tabi hoşuma giderek-sonra ilkokul 5.sınıfın ikinci yarısında artık her hafta kendim almaya başladım, 1977 yılıydı-bu durum düzenli olarak 1988 yılına kadar sürdü. (En son aldığım derginin sayısı: 851'miş)
O zamanlar bir ansiklopedi furyası da vardı. Fasikül fasikül her hafta toplardım. Ve size inanılmaz gibi gelebilir ama o zamanlar 105 takım cilt yaptırmaya götürdüğümüzde babamla matbaacının gözleri ışıldamıştı. Bu 105 cilte sonradan 22 Ciltte Gırgır'ları (her yıla 2 cilt olacak şekilde) eklediğimde babam biraz rahatsız olmuştu;
"Oğlum ne işine yarayacak ki bu gırgır mıdır mırmır mıdır" diye..
Aradan yıllar geçti o ansiklopedilerin hepsi çöpe gitti bir kısmı tavan aralarında çürümeye bırakıldı ve elimde o dönemden bir tek Gırgır ciltlerim kaldı..
Bilindiği üzere dergi kapandı el değiştirdi ve sahip olduğu o çizgi ruhu da eski kadroyla birlikte çekip gitti. Tek yararı oradan ayrılan karikatürcülerin dağılıp bugün ki dergi bolluğunu yaratmaları oldu.
Yıllar sonra kendi paramla aldığım bu ilk sayıyı (238) bulduğumda çok sevindim nedense örnek olması açısından yeni kuşaklara paylaşmak istedim:) Pazar günleri çıkan 16 sayfalık bu derginin yayın yönetmeni Oğuz Aral’dı..
Kardeşi Tekin Aral’da o sıralar “FIRT” dergisini çıkarıyordu ve o dönem için büyük bir cesaret örneği göstererek ikinci sayfaya “yavrunuzun sayfası” adı altında her hafta çıplak bir kadın resmi koyarlardı.
Bir iyilik daha yapıp size ilk ve son GIRGIR’ın kapakları ile kapanmasına neden olan olaylı kapağı ekleyeyim. (Sanat elçimiz Müşerref Akay’ın üstüne giydiği Türk bayraklı elbiseyi kapaklarına taşıdıkları için..)
Son söz kendi sloganları olsun:
"Geçim derdini, can sıkıntısını, aşk yarasını, karı-koca kavgasını şipşak keser, her derde devadır. GIRGIR da GIRGIR.."