24 Haziran 2014

Ünol Büyükgönenç

 


Ünol Büyükgönenç-1979-Güzel Günler Göreceğiz

01-Yapıyla Yapıcılar
02-Hasret
03-Tairyo Utai Komi
04-Japon Balıkçısı
05-Bulutlar Adam Öldürmesin
06-Arabacı Salih
07-Dışarıda Kar Yağıyor
08-Dışarıda Bahar Geldi
09-Aynı Daldaydık
10-Nikbinlik
11-Odam Kireç Tutmuyor-Lümüne


Büyükgönenç 1946’da dünyaya geldi. 11 yaşında müzikle ilgilenmeye başladı. Konservatuvarın piyano bölümünde okumuştu. 1968’de Salim Ağırbaş orkestrasında gitar çalarak adını duyurdu. 1969’da Cem Karaca’nın kendisine eşlik etmek için kurduğu Kardaşlar grubuna geçti.

Kapağında Nâzım Hikmet’in portresi yer alır çünkü Büyükgönenç                            bu kasette onun şiirlerini bestelemiştir. 

Ünol Büyükgönenç, Cem Karaca ve Kardaşlar’ın has elemanı. "Dadaloğlu”nun girişindeki sazı, prodüktörlüğünü Cem Karaca’nın yaptığı Neşe Karaböcek şarkısı “Artık Sevmeyeceğim”in girişindeki gitarı o çalıyor. Cem Karaca ile Kardaşlar’ın yolu ayrılınca, Kardaşlar kendi adına bir 45’lik yapıyor ve bu 45’likte yer alan türküleri (“Çökertme” ve “Deniz Üstü Köpürür”) Ünol Büyükgönenç söylüyor. Sonrasında iki de solo 45’lik var: 1977 yılında CHP için yaptığı “Yeni Bir Türkiye” ve 1979 Altın Mikrofon yarışmasını kazanan “Dışarıda Kar Yağıyor”. İkinci 45’liğin arka yüzünde, bir Nâzım Hikmet bestesine rastlıyoruz: “Kız Çocuğu”. Sonrası uzun bir sessizlik…

Büyükgönenç, konservatuvar mezunu. Klasik ve İspanyol gitar eğitimi almış. Salim Ağırbaş Orkastrası’nda başladığı mesaisini Kardaşlar’da sürdürmüş. “Oy Gülüm Oy” gibi kimi Cem Karaca şarkılarının söz ve müziği ona ait. Bunları yaparken, "Dadaloğlu", "Mehmet’e Ağıt" gibi plakların kapaklarını da çizmiş. Bir dönem Ersen’le çalışmış, Dervişan’ın kurucuları arasında yer almış. Sonrasında yukarıda anlattığım solo plaklar ve o sessizlik var. ‘80’li yılların ortalarına doğru, Hodri Meydan Kültür Merkezi’nde verdiği “Sevgi Kuşun Kanadında” başlıklı resitalle geri dönen sanatçı, öncesinde yayımlanan bir söyleşisinde şu cümleyi kuruyor: “Beynimizle Batılı, yüreğimizle Doğulu olmak zorundayız.” Konser enteresan: Bir pandomim sanatçısı (alanının en iyilerinden Vecihi Ofluoğlu) ona eşlik ediyor. Ayrıca konser biletinin üzerinde bir manifesto var. Yukarıdaki cümle, oradan esinle kurulmuş.


Sonrasında “Güzel Günler Göreceğiz” albümünde karşılaşacağımız şarkıların bir kısmını ilk kez bu resitalde dinleyici karşısına çıkartıyor. Orada kalmıyor, Ahmet Kaya, Selda Bağcan ve Yeni Türkü ile, "Şairler Dizeler Ezgiler” başlıklı bir başka konsere katılıyor. Albüm, bu konserden sonra yayımlanıyor.

1989 tarihinde kaset olarak basılan, sonrasında birkaç kez baskı yapan albümün şansına12 Eylül 1980’de yapılan darbe, onun dinleyiciyle buluşmasını geciktiriyor. Dokuz yıl sonra yayımlandığında, etkisinden ve güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş şarkılarla karşılaşıyor dinleyici –ki bugün dinlediğimizde de aynı etkiyi hissetmek mümkün: Bir yanıyla eski ama sanki dün yapılmış gibi. Zamansız bir albüm.


Ünol Büyükgönenç’in Nâzım Hikmet besteleri, bugüne kadar dinlediklerim arasında apayrı bir yere sahip. Sanatçı, albümde şairin yedi şiirini bestelemiş. “Japon Balıkçısı”nı destekleyen geleneksel bir Japon şarkısı (“Tairyo Utai Komi”) ile az önce andığım “Dışarda Kar Yağıyor” ve “Lümüne” yorumları albüme renk katıyor. Bir de Ahmet Çuhacı – Şehabettin Genç imzasını taşıyan “Arabacı Salih” var –ki dinleyiciye, “Memleketimden İnsan Manzaraları”ndan kopmuş izlenimi veriyor. Hepsi bir yana, “Aynı Daldaydık” ve “Hasret”in yeri ayrı. Eylül’e yakışan şarkılar bunlar.

Ünol Büyükgönenç, bu albümden sonra birkaç konser daha verdi ama sonrasında yine derin bir sessizliğe büründü. (Murat Meriç)



Related Posts with thumbnails