Okuduğum kitapların birinde vardı ;
"Doğada kendimizi bu kadar rahat hissetmemizin nedeni, onun bizim hakkımızda herhangi bir görüşü olmamasıdır.." diyordu...
Doğa deyince de tabi aklımıza gelen ilk şey ağaçlardır.. Ve bir anı :
8-9 yaşlarındayken her yılın 1 ayını büyükannemlerin yanında geçirirdik, o zaman bana oldukça geniş ve büyük gelen gizemli köşeleriyle dolu bir bahçe vardı..Türlü türlü meyve ağaçları, meyve vermeyen ağaçlar..
İrili ufaklı 20'ye yakın çocuk dağılıp türlü oyunlar oynardık bahçede..Bir gün çocuklardan biri ağaçlardan en uzununa bakarak, en yükseğe kim tırmanacak diye bir fikir ortaya attı ve der demez hemen 1-2 kişi tırmanmaya başladı. Bir şehirli çocuğu olarak altta kalmamak adına ben de onlar kadar çevik olmamakla birlikte tırmanmaya başladım sonrasında hızımı alamayarak öyle bir yüksekliğe çıktım ki :
Bu duygu anlatılamaz, aşağıya bakınca başımın döndüğünü, gözlerimin karardığını hissettim ve bir anneye sarılır gibi ağaca sarıldım, sanırım çıkılmayacak sınırlara ulaşmıştım, çünkü esen rüzgarla birlikte yaptığım salınım bana hem zevk hem de korku veriyordu..Kendi gücümle inemeyeceğimi anlayınca gözlerimi kapatıp-çünkü bakarsam aşağı atlayacağımdan korkuyordum-var gücümle bağırmaya başladım..Bana oldukça uzun gelen bir sürenin ardından büyüklerden bir abinin yardımıyla aşağı indirildim..Bu olayı hiç unutmadım ta kii...
Yıllar sonra sinemada Kaplan ve Ejderha adlı zorla götürüldüğüm bir filmdeki kahramanlardan iki savaşçının değişik bir teknikle yerde başladıkları kılıçla savaşmalarına uçarak ağaçların üzerinde devam etmelerini- ki bir tür savaş dansıydı-gördüğümde yerime mıhlanır gibi oldum..Onların o ağaçlarda en tepesinin rüzgarla salınırken tam da düşecekken sıçrayıp başka bir ağaca konmasındaki zarafet, çocukken içimde duyduğum o zevkle karışık korkunun görsel bir anlatımıydı sanki..
Sonuçta ağaca tırmanan son kuşak olmanın da bilinciyle, 'Tırmanmıyorlar bari bilgileri olsun' amacıyla dünya ve ülkemizde bulunan muhteşem bazı ağaçları göstermek istedim:
İnternet'teki güvenilmez bilgi kirliliği nedeniyle kesin rakamlar vermemeyi tercih ettim..Çünkü her şeyde olduğu gibi burada da abartmayı seven söylemler var..
Dikkat edilecek hususları şöyle belirtmeliyim:
- Ağaçların bedensel ölçüleri zaman içinde değiştiğinden verilen rakamlar aldatıcı olabilir..
- Ağaçların yaşları çok eskiye gidildikçe doğru tahminler yapılabilmesi zorlaşmaktadır..
- Ağaçların yerleri kötü niyetli yaklaşımlar nedeniyle-güvenlik amacıyla -tam olarak belirtilmemektedir- tabi ülkemizde bu tip tehlikeler olmadığından (devletlilerimiz bu konuda çok duyarlıdır) bizim için sorun oluşturmamaktadır:)
Rakamsal olarak ta şunları diyelim:
- Ağaç türünün ~35 milyon yıldır dünya üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
- Uzunluk olarak : 85-120 metre.. Ölçülebilen en uzun ağaç : 115,5 m
- Yaş olarak: En eski ağaç 3.600-9.550 yıl..
- Ağırlık olarak: 450-650 ton (5 milyar kibrit çöpü yapılabilirmiş:)
- Çevre genişlikleri ile elimizde sağlıklı bir veri yok gibi, yılda 1 mm arttığını biliyoruz kabaca. 30 metreye ulaşan ağaçlar olduğu söyleniyor. Gene ~2 milyar yaprağa ev sahipliği yaptıklarını da buradan söyleyelim fikir vermesi açısından..
- Daha önceki tahminler 400 milyardı. Yeni tahmine göre ise dünyada üç trilyon yetişkin ağaç bulunuyor. Bu konudaki yanılgı payı öylesine büyük ki gerçek sayı belki de bunun iki, hatta 10 katı olabilir...
- Binlerce ağaç türü olduğundan buraya uzun dayanıklılığı ve sınırları zorlayan rakamlara ulaşan bir ağaç olduğu için sadece Sekoya'yı aldım.
"The President" yani "Başkan" isimli dünyanın en büyük Sekoya ağacı şu ana kadar tek bir karede görüntülenememişti. National Geographic’den bir grup fotoğrafçı ve California Sekoya Doğa Parkı yetkilileri ağacı fotoğraflamak için işbirliği yaptılar-126 fotoğraf birleştirildi ve bu fotoğraf ortaya çıktı:
Sekoya / Sequiadendron Giganteum (Gerçek Mamut Ağacı)
Bir çok türünün fosillerine rastlanmıştır. Bugün dünya üzerinde yanlızca bir türü yaşamaktadır. Kuzey Amerika' da Kaliforniya / Sierra Nevada dağlarında yetişen görkemli bir ağaçtır.
Vatanında 80-90 metre boy, 10-16 metre gövde çapı serbest durumda geniş/dar konik tepe (8-15 metre) Gövde uca doğru daralır; gövde kabuğu kalın, açık kırmızı-kahve renklidir. Yaşlı gövdelerin kabuğu çok kalın (25-30 cm.) boyuna derin çatlaklı, oluklu, yumuşak lifli ve tarçın kırmızısı rengindedir. Ana sürgünler üzerindeki iğne yapraklar 1-2 cm. uzunluğunda, biz gibi sivri ve üç köşeli olup, sürgüne yatık değildir. Yan ve alt dallar üzerindeki yapraklar ise 6 mm. uzunluğunda, üçgenimsi ve sürgünlere yatıktır; üst yüzlerinde iki stoma bandı bulunur. Mavimtrak yeşil renkli yapraklar, ikinci ve üçüncü seneden sonra, kahverengiye dönüşmekte ve fakat uzun yıllar sürgün üzerinde kalabilmektedir. Ovalimsi kozalakları iki yılda olgunlaşır; 2-5 cm. uzunluğunda ve 2-4 cm. genişliğinde, açık sarı/sarımsı kahverengidir. Oldukça geniş, yayılan bir kök sistemine sahiptir.
Üretimi tohumla ve çelikle yapılır. Ilıman deniz ikliminin ağacıdır. Bol güneşli-yarı gölge yerlerde ve normal verimli topraklarda yetişir; nemli, derin ve geçirgen, humuslu, balçıklı toprakları toprakları ister. Rüzgâra ve fırtınaya, kış soğuklarına dayanır. Gençlikte yavaş büyür, bu dönemde korumaya gereksinimi vardır. 10 dan fazla kültür formu elde edilmiştir, ama bu çeşitlerinden az yararlanılmaktadır.
Ve görülmesi gereken bazı örnekler
Old Tjikko
İsveç' teki Fulufjället dağlarında yaşayan bu 5 metrelik antik Norveç ladini, 9,550 yıllık geçmişi ile en yaşlı “bireysel klonal ağaç”. Üyesi olduğu büyük klonal topluluktan yaşı ile ayrılan bu ağacın, son buzul çağının bitmesiyle filizlendiği düşünülüyor. Bu kadar eski bir ağacın bu kadar kısa kalmasının sebebi olarak, tundra ikliminin etkileri öngörülüyor. “Old Tjikko” adı ise, bu ağacı keşfeden jeolog Leif Kullman tarafından, ölen köpeğinin adından esinlenerek verilmiş.
Bristlecone Çamı (Metuşelah)
Dünyada yaşayan en yaşlı ağaçlardan biri Bristlecone çamı. Ağaç çok yavaş büyüyor. Çok yoğun bir reçinesi var. Bu sayede böceklerin ve mantarların işgaline karşı kendini koruyabiliyor. Bilinen en yaşlı Bristlecone çamının takma adı ‘Metuşelah‘. Kaliforniya’daki ağacın tam yeri Amerikan Orman Koruma Müdürlüğü tarafından gizleniyor. 4 bin 800 yaşında olduğu söyleniyor.
Hyperion
Türü: Sequoia Sempervirens
Redwood Creek girişi, California, ABD
Çap: 4.84 m / Yaş: ~ 800 / Boy 115,6 m
Icarus
Redwood Creek girişi, California, ABD
Çap: 3.78 m / Yaş: ~ 800 / Boy 113,4 m
Stratosfer Giant
Humboldt, Rockefeller Forest, California, ABD
Çap: 5.18 m / Yaş: ~ 800 / Boy 113,1 m
National Geographic Society
Redwood Creek girişi, California, ABD
Çap: 4.39 m / Yaş: ~ 800 / Boy 112,7 m
Orion
Redwood Creek girişi, California, ABD
Çap: 4.33 m / Yaş: ~ 800 / Boy 112,6 m
Rockefeller
Humboldt, Rockefeller Forest, California, ABD
Çap: 4.35 m / Yaş: ~ 700 / Boy 112,6 m
Paradox
Humboldt, Rockefeller Forest, California, ABD
Çap: 3.90 m / Yaş: ~ 700 / Boy 112,5 m
Mendocino Tree
Montgomery Woods, California, ABD
Çap: 4.19 m / Yaş: ~ 800 / Boy 112,2 m
El Árbol del Tule-Yaşam Ağacı
Mexika-Oaixaca
Çap: 14.1 m / Yaş: ~ 1200 / Boy 41,8 m
The Chandelier Tree
Redwood Drive-Thru Tree Park California, ABD
Çap: 6.4 m / Yaş: ~ 800 / Boy 96,0 m
Ağacın Charlie Underwood tarafından 1930'ların başında oyulmuş olduğuna inanılmaktadır.
Bizim Ülkemizden Örnekler
Bizde de en yaşlı ağaçlar Antalya’da bulunuyor. Yüzlerce yıllık yaşlara sahip bu ağaçların 7’si Elmalı, 1’i Finike’de olmak üzere toplamda 8 anıt ağacımız var.Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü tarafından korunmasına yönelik çalışmalar yürütülen bu ağaçlar görevli mühendislerce, ağaçların korunmasına yönelik olarak hem takip hem de sağlık yönünden bir zarar görmemeleri için belirli aralıklarla kontrol yapılıyor.
Türü: Sedir
Koca Katran, Çığlıkara Tabiatı Koruma Alanı
Çap: 2.62 m / Yaş: ~ 2018 / Boy 25,0 m / Çevresi 8.23 m
Aslan Ardıç: Elmalı İlçesi’nde, Tekke deresinde yaşayan ve 1995 yılında anıt ağaç ilan edilen Aslan Ardıç, 1700 yaşında.
Dibek Sedir: Finike İlçesi’nde, 2002 yılında anıt ağaç ilan edilen 1700 yıllık Dibek Sedir, Debike Tabiatı Koruma alanında yaşıyor.
Lübnan Sediri (Cedrus Libani): Elmalı İlçesi’nde, 1995 yılında anıt ağaç ilan edilen ve Toros Sediri olarak da bilinen 1500 yıllık ağaç Çığlıkara Tabiatı Koruma alanında yaşıyor.
Koca Sedir: Elmalı İlçesi’nde, 2002 yılında anıt ağaç ilan edilen 1070 yıllık Koca Sedir, Sedir Araştırma Ormanı’nda yaşıyor.
Şah Ardıç: Elmalı İlçesi’nde, 1995 yılında anıt ağaç ilan edilen 800 yıllık Şah Ardıç, Sedir Araştırma Ormanı’nda yaşıyor.
Koç Sedir: Elmalı İlçesi’nde, 1995 yılında anıt ağaç ilan edilen 650 yıllık Koç Sedir, Çığlıkara Tabiatı Koruma alanında yaşıyor.
Katil Sedir: Elmalı İlçesi’nde, 1995 yılında anıt ağaç ilan edilen 500 yıllık ağaç, Çığlıkara Tabiatı Koruma alanında yaşıyor.
Güzellikleri bakımından bazı örnekler de verelim
Zeytin Ağacı
Zeytin (Olea europaea), zeytingiller (Oleaceae) familyasından meyvesi yenen Akdeniz iklimine özgü bir ağaç türü. Zeytin,boylu bir çalı veya 10 metreye kadar boylanabilen, sık dallı, yayvan tepeli, herdem yeşil yapraklı bir ağaçtır. Geniş, kıvrımlı, yamru yumru bir gövdesi vardır. Ağaç yaşlandıkça, düzgün gri renkli gövde kabuğu giderek çatlar. Ağacın tacı (tepesi), yaklaşık olarak artan boy kadar her sene genişler. Uzun ömürlü bir ağaçdır, yaklaşık 2000 yıl kadar yaşayabilir. Verimli topraklarda taç açık ve asimetrik, verimsiz topraklarda ise daha yoğun ve yuvarlaktır.
Sürgünleri gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir. Baharın sonlarına doğru yaprakların koltuğunda seyrek salkımlar halinde açan, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu çiçekleri vardır. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler etli ve yağlı meyve verir. Meyve önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. Etli meyvenin içinde sert bir çekirdek vardır. Meyvenin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen "yağı" bakımından çok değerli bir ağaçtır. Aynı zamanda ağacının çok heybetli ve estetik bir görünümü vardır. Odunu çürümeye karşı son derece dayanıklıdır. Boyu posu olmasa da bıraksak 2000 yıl yaşayabilecek ve insanı besleyebilecek bütün Zeytin ağaçlarına buradan selam gönderiyorum...
Sürgünleri gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir. Baharın sonlarına doğru yaprakların koltuğunda seyrek salkımlar halinde açan, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu çiçekleri vardır. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler etli ve yağlı meyve verir. Meyve önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. Etli meyvenin içinde sert bir çekirdek vardır. Meyvenin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen "yağı" bakımından çok değerli bir ağaçtır. Aynı zamanda ağacının çok heybetli ve estetik bir görünümü vardır. Odunu çürümeye karşı son derece dayanıklıdır. Boyu posu olmasa da bıraksak 2000 yıl yaşayabilecek ve insanı besleyebilecek bütün Zeytin ağaçlarına buradan selam gönderiyorum...
Son olarak bunu eklemesem karnım ağrırdı...
Yukarıya eklediğim ve doğanın binlerce yılda oluşturduğu bu şaheserler karşında ne kadar küçük düştüğümüzü tahmin ediyorsunuz. Tabi hemen bir şeyler yapmamız gerekiyordu, yaptık da :
Burj Dubai
Tür : Ucube Beton Yığını
Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
Çap: Çapsız / Yaş : 4 (2010) / Boy 828 m / Kat :160
Maliyet : 1,5 milyar dolar
Dünyanın en uzun binası, umarım daha uzunlarını görmeyiz...
Ve tekrar başa dönelim...
Boyu en az 5 metre, çapı da 10 cm'den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan, sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere AĞAÇ denir. Bir ağaç; temel olarak kök, gövde, dal ve yaprak olmak üzere 4 ana organdan oluşur.
Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir.
Ağaçların en büyük düşmanları; fırtınalar, seller, yıldırım, yangın gibi tabii afetler ve İNSAN'dır...
Tür : Ucube Beton Yığını
Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
Çap: Çapsız / Yaş : 4 (2010) / Boy 828 m / Kat :160
Maliyet : 1,5 milyar dolar
Dünyanın en uzun binası, umarım daha uzunlarını görmeyiz...
Ve tekrar başa dönelim...
Boyu en az 5 metre, çapı da 10 cm'den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan, sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere AĞAÇ denir. Bir ağaç; temel olarak kök, gövde, dal ve yaprak olmak üzere 4 ana organdan oluşur.
Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir.
Ağaçların en büyük düşmanları; fırtınalar, seller, yıldırım, yangın gibi tabii afetler ve İNSAN'dır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder