12 Mart 2010
Paul Eluard
14 Aralık 1895'te Paris yakınlarındaki Saint-Denis'de doğdu. Asıl adı Eugéne-Emil-Paul Grindel'dir. Babası sayman ve annesi terziydi. Oldukça rahat bir aile ortamında büyüdü. Saint-Denis ve Aulnay-Sous-Bois'de okuduktan sonra ailece taşındıkları Paris'te öğrenimini sürdürdü.
1912'de akciğerlerinden rahatsızlanınca öğrenimine ara verdi. Davos'taki Clavadel sanatoryumunda yatarken burada Helena Dmitrovniya Diakonova adlı bir Rus kızıyla tanıştı. İlk adı Gala olan bu kıza aşık oldu. Bu sıralarda Nerval, Baudelaire, Lautréamont, Max Jacob, Apollinaire, Whitman gibi şairleri okuyordu. Romains, Duhamel, Vildrac da gözde yazarlarıydı.
1913'te kendi parasıyla küçük bir şiir kitabı yayımladı. İlk şiirlerini sonradan yok etti. Birinci Dünya Savaşı sırasında sıhhiye eri olarak görev yaptı. Le Devoir (Ödev) adlı kitabına anneannesi- nin soyadını kullanarak Paul Eluard imzasını attı. 1917'de Gala ile evlendi ve ertesi yıl kızları Cécil dünyaya geldi. Katıldığı Dada topluluğunda Aragon, Breton, Soupault ve Tzara ile tanıştı. Bu topluluk dağıldıktan sonra Gerçeküstücülük hareketinde yer aldı. 1924'te, 7 ay sürecek olan bir Uzak Doğu gezisine çıktı.
Kimseye haber vermeden ortadan kaybolması çeşitli yorumlara neden oldu. Ölmüş olabileceği bile öne sürüldü. Dönüşünde Komünist Parti'ne girdi. 1929'da Nusch'la tanıştı. Asıl adı Maria Benz olan bu kadına aşık oldu ve Gala'dan ayrılarak Nusch ile evlendi (1930). Bu evlilikleri 1946'da Nusch'un ölümüne kadar sürdü. Gala ile de 1932'de birbirlerinden kesin olarak ayrılmalarına ve hayatlarında başkaları olmasına rağmen aşkları yıllarca sürer.
I. Dünya Savaşı'nda cephede görev aldı ve bu dehşetin anılarını 'Le Devoir' adlı şiir derlemesinde dile getirdi. Savaş sonrasında önce Dada hareketine, sonra da gerçeküstücü akıma aktif olarak katıldı. Bu arada, 1926 yılında diğer gerçeküstücülerle birlikte üye olduğu Fransa Komünist Partisi'nden 1933 yılında ihrac edildi.
Toplumcu şiir anlayışına yöneldiği 2.Dünya Savaşı'nda yeniden askere alındı. Fransa, Almanya işgalindeyken birçok tehlikeyi göze alarak ülkesinin kurtuluşu için yiğitçe savaştı, 1942 yılında, içinde ünlü 'Özgürlük' şiirinin de yer aldığı 'Poésie et Vérite' adlı derlemeyi gizlice yayımladı.Bu şiirlerde ülkesinin acılarını, halkının dayanma gücünü, umudunu, özgürlüğe susamışlığını büyük bir ustalıkla dile getirdi. bu şiirler bütün Fransa'yı elden ele, gizli gizli dolaştı, bir şarkı gibi ağızlarda söylendi.
Özgürlük
“okul defterime,sırama ağaçlara
yazarım adını,
okunmuş yapraklara,bembeyaz sayfalara
yazarım adını,
yaldızlı imgelere,toplara tüfeklere,
kralların tacına,
en güzel gecelere,günün ak ekmeğine
yazarım adını,
tarlalara ve ufka, kuşların kanadına
gölgede değirmene yazarım,
uyanmış patikaya, serilip giden yola
hınca hınç meydanlara adını,
ey özgürlük ..
kapımın eşiğine,kabıma kaçağıma
içimdeki aleve,
camların oyununa, uyanık dudaklara
yazarım ben adını,
yıkılmış evlerime,sönmüş fenerlerime
derdimin duvarına,
arzu duymaz yokluğa,çırılçıplak yalnızlığa
yazarım adını,
geri gelen sağlığa, geçen her tehlikeye
yazarım adını,
bir sözün coşkusuyla,dönüyorum hayata
senin için doğmuşum haykırmaya,
ey özgürlük…”
İspanya'daki iç savaşta Franco yandaşlarına karşı Cumhuriyetçiler'i tuttu. Ressam dostları Miro, Picasso, Tanguy ve Masson'un resimlediği şiirleri Cumhuriyetçiler yararına satıldı.
Éluard, hem aşk hem de devrim şairi olarak 20. yüzyılın en büyük Fransız edebiyatçıları arasında gösterilir. Fransız Komünist Partisi'ne katılması sonucu gerçeküstücü hareketten kopan şair, şiirlerinde Stalin'i yüceltmiştir. Milan Kundera, anılarında, arkadaşı, Prag'lı yazar Zavis Kalandra'nın idamını Élouard'ın ayan beyan savunduğunu duyduğunda hayrete düştüğünü anlatır.
1946'da birçok yurtdışı gezi yaptı. Bu gezilerinden birinde eşi Nusch'un öldüğünü öğrendi. Bu olay Eluard'ı çok etkiledi ve büyük bir umutsuzluğa ve karamsarlığa kapıldı. Şiiri bile bırakmayı düşündü ama bu kötü dönemi yine şiiriyle aşmayı başardı.
1948'de özgürlük ve barış için birçok ülkede konuşmalar yaptı. Yine aynı yıl ilk şiirlerini yeniden yayımlamak cesaretini gösterdi.
1949'da Paris'te toplanan Dünya Barış Kurultayı'na ve daha sonra da aynı kuruluşun Meksika'daki toplantısına katıldı. Burada Dominique şairin hayatına giren üçüncü kadın oldu. Eluard 1951'de Yunanistan'a gitti ve Yunanlı partizanlara destek verdi. Neruda ile birlikte Petöfi'nin 100. ölüm yıldönümü için Budapeşte'ye gitti.
Dominique ile evlendikten sonra hayatları Paris, Beynac (Dor dogne) ve Saint-Tropez arasında geçmeye başladı. 1952 yılının yaz aylarında kalbinde rahatsızlık hissetmeye başladı. Aynı yıl, 18 Kasım'da Paris'te bir kalp krizi sonucu öldü.
Eluard'ın şiir anlayışına yalınlık egemendir. Örtüsüz ve süssüz bir şiirden yanadır. Bile bile oluşturulan yapay bir dil, ''şiirleştirilmiş dil'' Eluard'a göre gerçek şiiri yok eder. Buna karşılık şiirlerindeki imge özgünlüğünü yaratırken dili olabildiğince zorlamaktan da kaçınmamıştır.
Yapıtları
1917-Le Devoir Et l'Inquiètude-Görev ve Kaygı
1918-Poèmes Pour La Paix-Barış İçin Şiirler
1921-Les Nécessités D'une
1924-Mourir de Ne Pas Mourir
1925-152 Proverbes Mis Au Gout Du Jour
1926-Capitale de La Douleur-Acının Başkenti
1926-Les Dessous D'une
1928-Defence de Savoir
1929-L'Amour la Poésie-Aşk,Şiir
1930-Immaculee Conception-Lekesiz Döllenme
1930-Ralentir Travaux
1930-A Toute Epreuve
1931-Dors
1932-La Vie Immédiate-Dolambaçsız Yaşama
1933-Comme Deux Gouttes D'eau
1934-La Rose Publique-Halk Gülü
1935-Nuits Partagees
1935-Facile
1936-Les Animaux et Leurs Hommes
1936-Les Yeux Fertiles-Verimli Gözler
1937-L'evidence Poetique
1937-Les Mains Libres
1938-Quelques Des Mots Qui
1938-Cours Naturel
1939-Chanson Complète-Eksiksiz Şarkı
1939-Donner à Voir-Görmeye Vermek
1941-Choix de Poèmes-Seçme Şiirler
1942-Poésie et Vérité-Şiir ve Gerçek
1944-Au Rendezvous Allemand-Alman Buluşması
1944-Dignes de Vivre-Yaşamaya Yaraşanlar
1946-Selected Poems-Seçme Şiirler
1946-Poésie Ininterrompue-Kesintisiz Şiir
1948-Poèmes Politiques-Siyasal Şiirler
1949-Une Leçon de Morale-Bir Ahlâk Dersi
Türkçe Yayınlanan Kitapları
1992-Seçme Şiirler-A.Kadir-Asım Bezirci-Yön
1993-Yaşamı Sanatı Şiirleri-A.R.Ergüven-Berfin
2006-Asıl Adalet-Evrensel
2006-Aşk Şiirleri-Kırmızı
2004-Gala'ya Mektuplar-Yapı Kredi
1997-Kesintisiz Şiir-İmge
1991-Elsa'ya Şiirler-Adam Yayınları
1997-Şiirin Dolambaçlı Yolları-Telos Yayıncılık
1994-Ozan ve Gölgesi-Adam yayınları
2007-Şiirler-Çekirdek Sanat
Bestelenen Şiirleri
Zülfü Livaneli-Liberté-Özgürlük
Zülfü Livaneli-Neylersin
Defterlerimdeki Eluard
I……Seçme Şiirler - Paul Eluard ………….
-Tutuklunun hücresi
yetmeyecek kadar küçüktü
bir örümceğe...
-Hoşçakal hüzün
hoşgeldin hüzün
tavanın çizgilerinde yazılısın
sevdiğim gözlerinde yazılısın
yoksullukla ne ilgin olabilir
en yoksul dudaklarda bile
bir gülücükle silinirsin
hoşgeldin hüzün
sevilesi bedenlerin aşkısın
gücüsün aşkın
başı acılı
bedensiz bir canavar gibi
canayakınlığı koyuverirsin orta yere
ansızın,
güzel güzlü hüzün...
-Hiçbir şey olmayaydı orda
ne vızıldayan bir böcek olaydı
ne hışırdayan bir yaprak
ne yalanan ne ulayan bir hayvan
hiç bir şey olmayaydı orda hiçbir şey
ama sıcak bir şey ama çiçekli bir şey
ama kokulu ama kırağılı ama parlak
ne yaz çiçeğinin yaladığı gölge olaydı
ne kardan kürkler içinde bir ağaç
ne sevinçle öpülen bir yanak olaydı
ne kendini yele vermiş çırpınan bir kanat
ne yumuşacık bir ten, ne türkü çağıran bir kol
başına buyruk hiçbir şey olmayaydı
ne kazanmak olaydı ne harcamak
ne ayrışmak olaydı ne birleşmek
iyilik adına kötülük adına
ne sevişe koklaşa geçen bir gece olaydı
ne de uykuyla geçen bir gece
ne durgun bir ses ne çoşkun bir ağız
ne cömert bir göğüs ne uzanmış bir el
ne açlık ne doymuşluk
hiçbir şey olmayaydı orda hiçbir şey
ister görünen ister görünmeyen
ister hafif ister ağır
ister ölümlü ister ölümsüz
orda bir insan olaydı tek
kim olursa olsun bir insan
ben olaydım başkası olaydı
ya bir insan olaydı orda
ya da hiçbir şey olmayaydı....
-Hiçbir vakit tam karanlık değildir gece
kendimde denemişim ben
kulak ver dinle
her acının sonunda açık bir pencere vardır
aydınlık bir pencere
hayal edilecek bir şey vardır
yerine getirilecek bir istek
doyurulacak açlık
cömert bir yürek
uzanmış açık bir el
canlı canlı bakan gözler vardır
bir yaşam vardır yaşam
bölüşülmeye hazır...
-GÖK AÇIK DA OLSA KAPALI DA OLSA
İNSAN SEVMEDİKÇE ONU GÖREMEZ....
-Kapılar tutulmuş neylersin
neylersin içerde kalmışız
yollar kesilmiş
şehir yenilmiş neylersin
açlıktır başlamış
elde silah kalmamış neylersin
neylersin karanlıkta bastırmış
sevişmezsin de neylersin...
-ONLARIN NE ODU VAR NE OCAĞI
ATEŞİ BULDULAR SONRADAN, İNSANI BULDULAR...
-Bir kaç kişiydiler ancak
yaşarlardı karanlıkta
düşleyerek okşayan günü
bir kaç kişiydiler ancak oramnı seven
inanırlardı yanan oduna
ta uzaktan çiçek kokularına bayılırlardı
örterdi onları çıplaklığı isteklerinin
birleştirirlerdi yüreklerinde ölçülü soluğunu
doğal yaşayışın o hiçten tutkusuyla
yazları gitgide büyüyen
birleştirirlerdi yüreklerinde, gelen çağın
bir başka çağa merhaba diyen umudunu
çölden daha dayanıklı aşklarla
azıcık kısacık bir uyku
götürürdü onları gelecek güne
dayanırlardı bilerek sürdürdüğü yaşamın
ve onların istekleri aydınlığı doğururdu,
birkaç kişiydiler ama
birden kalabalık oldular
her çağdaki gibi...
-ÖZGÜR KALACAĞIM İŞTE BÖYLE BİR BAŞIMA
VE İNSANOĞLUNA BUNDAN SONRA DA,
NE ÖLÜM DOKUNACAK, NE DİRİM...
-Yaşıyorsam işte
yitirmesin diye yapraklarını ağaç
yaşıyorsam işte
suyun çarpsın diye yüreği
yaşıyorsam işte
gün yeniden
doğsun diye...
-Insanın güzelliği insandan yüce
ama onlar bunu bilmezlerdi
-Düşünmek için yaşar,
susmak için düşünürlerdi
ölmek içindi yaşamaları, boşuna
ölümle kaparlardı iyi yüzlerini
düzene koymuşlardı yavrum
mal mülk uğruna
bayağılıklarını sevgilerini
çiçekleri çiğner gülüşleri boğarlardı
tüfeklerinin ağzındaydı yürekleri
duymazlardı yavrum yoksulların küfürlerini
yarının mutlu yoksullarının
geceleri ölümdü onların ölümdü
öbür insanlar toplansın diye
gölgelerinden yoksulluk dökülürdü...
-Geceyi bekleyelim geceyi
hava döşek gibi güzel
tapılacak kızların
en tatlısı
en ateşlisi
sevgilisinin uyuyan heykeli
önünde diz çökmüş
uyumayı
düşünmüyor bile,
geceyle gündüz güzelleşiyor gitgide...
II………..Paul Eluard- Şiirler……………….
-Geceleri hepimiz bir kumaş dokuruz.
-İşimiz gücümüz görmek karanlıkta.
Görmek, anlamak ve yapmaktır.
Varolmak yada olmamaktır.
Elimizde kardeşler,elimizde bu.
İyi olmak,
hür olmak elimizde.
Bozmak elimizde alın yazısını.
Bir bahar özlüyoruz güllü çiçekli,
mutlu günler bekliyoruz,
güzel yarınlar.
aydınlıklar sarsın dört bir yanı,
yıkasın kirini, pasını dünyamızın.
-İnsanlarda tek sıcak kanun
üzümden şarap yapmaları
kömürden ateş yapmaları
öpücüklerden insan yapmalarıdır
-Sokak saçmaydı, ev acımsı
gündüz kaygandı gece hastaydı...
-Tanımadığım bütün kadınlar adına
seviyorum seni
yaşamadığım bütün çağlar adına
seviyorum seni, enginlerin kokusu
sıcak ekmeğin kokusu adına,
ilk çiçekler adına, eriyen kar adına
insanın ürkmediği saf gönüllü
hayvanlar adına
sevmek adına seviyorum seni
sevmediğim bütün kadınlar adına
seviyorum seni
kendimi pek az görürüm yansıyan
sen değilsin bana
sadece bir çöl görürüm
geçmişinle bugün arasında
sonsuz uzayıp giden
yaşamı sözcük sözcük öğrenmem
gerekti bana, unutur gibi
benim ki olmayan bilgeliğin adına
seviyorum seni
yalnız kuruntu olan her şeye karşı
zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına
seviyorum seni
sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın
sen başıma yükselen güneşsin
güvendiğim zaman kendime ...
-( Ölümsüz hava için ;)
önüme baktım
seni gördüm kalabalıkta
buğdaylar arasında seni gördüm
bir ağaç altında seni
bütün gezilerim sonunda
bütün acılarımın sonunda
dönemecinde bütün gülüşlerin
çıkarken sudan ateşten
yaz kış seni gördüm
evimde, kollarımda, düşlerimde
bırakmam artık seni...
-İnsanın ateşi insanın tek bir ateşi
tek bir öpüş
ve yanıyor
yakması gereken ...
-Yeryüzünde her zaman yüzler kalabalığı içinde
bağlayan bir yüz oldu, insanı geçmişine ...
-Görünür kılın beni güzel gözlerim
bitmek istemiyorum kendimde ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok iyi bir kaynak oluşturmuşsunuz. Her şey birarada, güzel bir sunum. Teşekkür ederim.
YanıtlaSil