Küba asıllı roman, kısa öykü, deneme, eleştiri, senaryo yazarı, yayıncı, gazeteci ve çevirmen. Cabrera Infante, Latin Amerika'nın en özgün ve etkili yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir. 1960'lı ortalarından sonra Küba'dan uzakta sürgünde yaşamakla birlikte, yapıtlarının konuları, büyümüş olduğu Havana'da geçer, ayrıca yapıtlarında, Küba Devrimi'nden önceki Fulgencio Batista y Zaldivar rejimi sırasındaki baskıcı, vahşi toplumsal ve siyasal ortam ayrıntılı biçimde işlenir.
Çağdaş yaşamın çeşitli yönlerini alaycı ve taşlamacı bir üslupla eleştirdiği denemeleri büyük ilgi gören Cabrera Infante dilden eğlenceli bir tarzda yararlanmaya büyük önem verir, geleneksel edebi biçimleri terk eder, gevşek yapılı ve neredeyse konusuz yapıtlar yaratır. Cabrera Infante'nin satirik, yaratıcı, yapıtları, Lewis Caroll, James Joyce, Jonathan Swift ve Laurence Sterne'ün yapıtlarıyla karşılaştırılmıştır.
1941 Küba-Gibara doğumlu, ailesi onun doktor olarak yetişmesini istiyordu, ama içindeki yazma isteği ve sinema tutkusu daha ağır bastı. Batista rejimi sırasında Havana Üniversitesi'nde gazetecilik eğitimi aldı. İlk yazıları Bohemia dergisinde yayımlandı. Daha sonra sinema eleştirileri yazdı. Batista rejimine karşı makaleler yayımladı. Bu yüzden 1950-52 yılları arasında türlü kereler tutuklandı.
1953 yılında ilk evliliğini yaptı. 1954-1960 yılları arasında G.Cain takma ismiyle yazılar yazdı. 1957 yılında Pseudonymously dergisinin baş editörü oldu. 1959 yılında Küba Devrimi'nin zaferi ile sonuçlanınca Instituto del Cine'nin yöneticiliğine getirildi. Bu görevinin dışında edebiyat dergisi Lunes de Revolucion ve Komünist rejimin gazetesi olan Revolucion'da çalışmaya başladı.
Anne ve babası da Küba Komünist Partisi kurucu üyeleri arasına seçilen Infante, devrim sırasında etkin rol oynadı ve devrimden sonra da önemli görevler üstlendi. Özellikle kültürel ve sosyal alanlarda büyük hizmetler verdi. 1960'ta, “Savaştaki Gibi Barışta” adlı kitabını yayınladı. Bu kitap edebiyat çevrelerinde oldukça yankı getirdi Cabrera'ya. 1961 yılında boşandı ve aynı yıl bir aktris olan ikinci eşi Miriam Gomez ile evlendi.
1962'de Belçika'daki Küba büyükelçiliğine kültür ataşesi olarak atandı. Kültür faaliyetleri içerisinde kardeşi tarafından yapılan bir belgesel (Havana'da Gece Hayatı) hükümet tarafından yasaklanınca rejimle arası açıldı ve yaptığı eleştirilerin dozunu artırınca 1965 yılında sürgüne gönderildi, önce Madrid, daha sonra Londra'ya. 1965'te görevden ayrılarak Londra'ya yerleşti. İngiliz vatandaşı oldu.
1966 yılında Joyce ve Mark Twain'in kendi dilleri için yaptıklarını görünce kendisinin de bunu İspanyolca için yapan bir Kübalı olabileceğini düşündü ve Tres Tristes Tigres'i "Kapanda Üç Kaplan" yayınladı. Müthiş bir kara mizah ve hicivle dolu olan bu kitabın en önemli özelliklerinden birisi de yazarın İspanyolca içerisinde, neredeyse kendine has bir İspanyolca yaratmış olması ve okura gerçekten de dilin kemiğinin olmadığını, eğilip bükülebileceğini göstermesidir.
1997 yılında İspanya Kralı Juan Carlos tarafından kendisine sunulan, Premio Cervantes Ödülü'nü aldı. 21 Şubat 2005 tarihinde Londra'da 76 yaşında septisemi'den öldü. Yazarın yayınevi Gallimard'dan yapılan açıklamada, 1929 doğumlu İnfante'nin düştüğü için hastaneye kaldırıldığı, ancak enfeksiyon nedeniyle hayata veda ettiği belirtildi. İlk evliliğinden iki kızı vardır.
Çalışmaları
1960-Así En La Paz Como En La Guerra
1963-Twentieth Century Job
1964-Vista del Amanecer en El Trópico
1976-Exorcismos de Esti(l)o
1979-La Habana para un Infante Difunto
1985-Holy Smoke
1991-Mea Cuba (1991
1995-Delito por Bailar el Chachachá
1997-Cine o Sardina
1998-Vidas Para Leerlas
????-Arcadia Todas las Noches
Filmleri
1968-Wonderwall
1971-Vanishing Point-Ölüm Noktası
2005-The Lost City-Kayıp Şehir
1950'lerde Küba'yı etkisi altına devrim kargaşası barışçı entelektüeller ve eylemci siyasetçilerin ayaklanmasına sebep olur. İnsanlar, barışçıl politikayı boş verip silahlanmaya ve suikastlar başlarlar. Batista hükümetinin çöküşü ve Fidel Castro'nun yükselişi döneminde elindeki gece kulübünü kaybetmemeye çalışan bir kabare sahibinin hikayesi olan bu filmde Andy Garcia hem başrol oyuncusu hem de yönetmen olarak yer alıyor. (Kayıp Şehir’den)
Türkçe'de yayınlanan kitapları
1991-Kapanda Üç Kaplan
Çeviren: Seniha Akar
Ayrıntı Yayınları-470 sayfa
Guillermo Cabrera Infante'nin baş yapıtı sayılan Kapanda Üç Kaplan, devrim öncesinde, Batista döneminin son kargaşalı günlerinde geçer. Gerçekte, romanın başkahramanı, Havana kentinin gece yaşamıdır. Devrimin yaklaştığı günlerde, Cabrera Infante'nin kendilerini kentin kargaşalı yaşamına kaptırmış dil cambazı kafadarları, Havana gecesinde oradan oraya sürüklenirler, yaşamın büyüleyici uç boylarında, bir daha asla var olmayacak bir döneme tanıklık ederler.
Cabrera Infante, birçok edebiyat eleştirmeninin, James Joyce'un Ulysses'i ile kıyasladığı bu benzersiz yapıtında, Mark Twain'in Amerikan İngilizcesi için yaptığını Küba İspanyolcası için yapmış, özellikle de Havana kentinde konuşulan gündelik dil ve argoyla bir edebiyat yapıtı yaratmıştır. Hem ülkesinden kopartılmış, hem de gençlik çağının özlemini çeken bir insanın anıları, anımsamaları çevresinde odaklanan Kapanda Üç Kaplan, geleneksel edebiyata meydan okuyan çağdaş bir anlatıdır.
Infante' yi edebiyat devleri arasına katan Kapandaki Üç Kaplan'da Batista'nın devrilişinin öncesindeki Havana gece yaşamı anlatılır. Alaycı bir dilin kullanıldığı roman bir dizi monologdan oluşur: Sık sık argoya, cinaslara ve sözcük oyunlarına başvurulur. Dinamik, panoramik bir üslupla maddi ve manevi karmaşaya düşen bir toplumdan kesitler verilir. Bu toplumda dil de acayipleşir ve yeni iletişim yolu arayan insanlar tarafında yeniden biçimlendirilir.
Kimi eleştirmenler, Infante'nin karakterlerinin 'kaos içinde düzen, değişim diyarında değişmezlik, sınırlamalar dünyasında sınırsızlık' arayışlarına dikkat çekerler. Ve Kapanda Üç Kaplan'ı Güney Amerika'dan çıkan en önemli çağdaş romanlardan biri olarak kabul ederler.
'Kapanda Üç Kaplan büyük şehrin karmaşasına baktığında onda bir dil şöleni gören modern roman klasiklerinden. Tristram Shandy' den bu yana yazılmış en gülünç, en eğlenceli, en matrak ve sıradışı romanlardan biri.' (Orhan Pamuk)
''Joyce' un Ulyses' inden sonra, hiçbir romancı bu denli özel bir dil ve bu denli yetkin bir labirent kuramaz, sanılmıştı. Oysa bu tehlikeli serüveni göze alma cüreti gösteren, üstelik bu cüretle düz orantılı bir başarı grafiği çizen birkaç romancı oldu dünyada: Sek sek ile Cortazar, Mobil Butor, Harfler ile John Bart, Hayat Kullanım Kılavuzu Perec, Christophe ve Yumurtası'yla Fuentes ilk akla gelen örnekler. Gene de Joyce'a en yakın örnek, bir dil çılgını olan Infance'nin olağanüstü Kaplanlar'ı sanıyorum.' (Enis Batur)
2008-Şehirler Kitabı
Çeviren: Zeynep Önal
Can Sanat Yayınları-236 sayfa
"Sherlock Holmes belki de, belli bir yeri yurdu olan tek kurgusal kişidir; Londra'da yaşamış, 221-B Baker Street'te oturmuştur."
Her fırsatta Brüksel'e dönüyorum: Yolculuklarda, rüyalarda. Onu iyi tanıyanlarımız, Degas'nın kadınlarından birine çok benzediğini bilir. (...) On yıl sonra döndüğümde değişmeye başlamıştı Madrid: artık cüppelerin değil, çiçeğe durmuş körpecik kızların kentiydi. (...) Venedik öteden beri ne sudan ne de şehvetten yoksun kalmıştır. Bir venüs kenttir Venedik. (...) Las Vegas büyük bir evdir, tam da bu haliyle bir casino'dur. Romus ve Romulus'un bir dişi kurttan değil de, ruletten meme emdiğini düşleyelim. (...) Havana'ysa harabeler arasında tuhaf bir güzelliğin bekçiliğini yapar. Yine de, Horatius'un söylediği gibi, korkutamaz gözümü yıkıntılar... İşte böylece Havana'nın görkemini başka kentlerde aradım...
"New York'a gittiğimde Miles Davis'i de ziyaret etme şansı bulmuştum. Onu dinlemeye gittiğim bir akşam bir büyük cazcı daha keşfetmiştim, belki de büyük cazcı daha keşfetmiştim, belki de cazın son büyük ustasını. Kulüp Blue Note'da, Davis beşlisiyle cool sesini paylaşan bir saksofoncuydu. Az ötemdeki garsona sordum, adını söyledi. Bu isim birkaç yıl sonra unutulmaz olacaktı: John Coltraine."
"Miami"de güneş hep doğar. Batar da. Tropiğin en fantastik günbatımlarında. Kenti okşar gibi söylenen bir Küba deyişi vardır: Miami sevgilim."
Guillermo Cabrera Infante, benzersiz yapıtı Şehirler Kitabı'nda, kentlerin engin sularına yelken açar. Londra, Brüksel, Roma, Berlin, New York, Los Angeles, Venedik, Paris gibi kentlerde yazarların, filmlerin, kitapların, sanatların, müziklerin, dahası kurgu kişilerin izini sürer. Her kentte, gençliğinin yitik kenti Havana'yı arayarak...
1991-Tropiklerde Şafak Görünümü
Çeviren: Seçkin Selvi
Can Yayınları-188 sayfa
Ada, Bir Venüs ülkesi gibi denizden doğdu: her daim güzel köpüklerden. Ama başka adalar da vardı. Aslında birbirinden kopuk ufak adalardı başlangıçta. Sonra ufak adalar dağlara dönüştü, aradaki sığlıklar vadi oldu.
2000-Orson Welles: Bir Amerikan Mitosu
Çeviren: Selahattin Özpalabıyıklar
Sel Yayıncılık-44 sayfa
'Bir harika çocuk nasıl olur da büyüyünce müsrif oğul olur? Sirkin en büyük atraksiyonu, iki başlı adam, niçin kovulur? ' Cabrera Infante, Orson Welles efsanesine sahip çıkıp onu gerçeğe dönüştürüyor-alan derinliğini ihmal etmeden!
Orson Welles çocuk yüzlü bir dev, dalları kuşlarla dolu büyük bir ağaç, ipini koparıp gül bahçesinde yatan bir köpek, çalışkan bir haylaz, akıllı bir soytarı, insandan kaçan bir hümanist, sınıfta dalga geçen üstün bir öğrenci, işine geldiği zaman sarhoş gibi davranan bir taktik ustasıdır. (Jean Cocteau)
Bendeki Infante...
Kapanda Üç Kaplan’dan..
Yaşam, ölümün başka araçlarla sürdürülmesidir, yaşam sabırsızca öbür yarısını bekleyen bir ayraçtan başka bir şey değildir, ancak araya başka ayraçlar açarak erteleyebiliriz : yaratıcı çalışmalarla, sporla ya da o büyük ayraç seksle, ikinci perde önce bir sıfır, bir boşluk sonra hiçlik...
BUGÜNÜN ZEVKİNİ YARINA BIRAKMA !..
Seks, insana yaşam ile ölüm arasında sürüklenmesine izin veren tek araç değildir, bir başkası daha vardır; kibir; yaşam kibir tekerleğiyle, seks pistonuyla itildiğinden daha ötelere gitmiştir...
HANGİ ŞARKIYI ŞARLAYACAKSINIZ !..
Osuruk bedenin iç çekişleriyse, iç çekme ruhun osuruğu
horlama ise düşlerin iç çekişleri ve osuruğu oluyor demek ki...
Deveye hendek atlatmak,
kamışını komşunun kıçına sokturmaktan daha zordur !..
YAŞAM SUNAR, TANRI DÜZENLER, İNSAN ERTELER... (Pascal)
Tek gözlerinin akını görmeden kakanı sıçıp sıvama ! ...
Her aktörün içinde dışarı çıkmaya çabalayan bir aktris vardır...
Mastürkonuşbasyon = Kendi kendine konuşma (Zerdüşt böyle mastürbuyurdu )
Fatoşhane = Kızlar tuvaleti
Kamışkızıştıran, Aşk Kaması, Bubibokbilmez
Ünlüler için bulduğu yakıştırmalar:
Harun Rüşvet / Büzük İskender /
Neferpipi / Kristo Feribot /Julius Sızar
(çevirisi çok zor olan bu kitap için Seniha Akar'ı bir kez daha kutlamak gerekir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder