14 Aralık 2011

Erol Parlak

zzzzzz022

Sahne sanatçısı, stüdyo müzisyeni, müzik yönetmeni ve eğitmen.

Erol Parlak, 1964 yılında Ağrı da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı'na girdi. 1985-1986 öğretim yılında öğrenimini tamamladıktan sonra aynı kurumda dört yıl süreyle öğretim görevlisi olarak çalıştı. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 1987 yılında başladığı Yüksek Lisans eğitimini 1990'da "Bozlaklar" konulu tezi ile tamamladı. 1988 de TRT İstanbul Radyosu'na sınavla "yetişmiş sanatçı" olarak girdi. On yıl sürdürdüğü bu görevinden 1998 de istifa ederek ayrıldı.

zz000 zzz004

Yaklaşık on yıl boyunca Anadolu'nun çeşitli yörelerinde özellikle "bağlama çalış teknikleri, saz ve ses tavırları" konusunda araştırma, incelemeler yaptı. 1000'e yakın halk ezgisi derledi. 1995 yılında Arif Sağ ve Erdal Erzincan ile birlikte bağlama üçlüsü oluşturarak dünyanın çeşitli yerlerinde konserler verdi.

zzz011 zzzzzz012

1995 yılında Arif Sağ ve Erdal Erzincan ile birlikte bağlama üçlüsü oluşturarak dünyanın çeşitli yerlerinde konserler verdi. 1996 yılında Alman cumhurbaşkanı Roman Herzog himayesinde Köln Filarmoni Orkestrası eşliğinde Köln Filarmoni salonunda, daha sonra Berlin ve Strazburg flarmoni salonlarında verilen ve büyük ilgi gören konserler bunlardan bazılarıdır. Aynı dönemde Erdal Erzincan'la ikili olarak Türkiye'nin çeşitli yerlerinde, "mızraplı sazlar festivali" kapsamında Hollanda ve Belçika'da sahne aldı. 10 haziran 2003 de Fransa Amiens ulusal sahnede, 12 haziran 2003 te dünyanın en önemli etnik müzik konser salonlarından olan Paris "Theatre de la Ville"de bir solo konser verdi. 2000 yılı başlarında öğrencileriyle oluşturduğu "Erol Parlak Bağlama Beşlisi" ile Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda konser verdi.

zzz011 Grup_1

Erol Parlak Bağlama Beşlisi

Grup 2000 yılı başlarında Erol Parlak tarafından kuruldu. Grubun diğer elemanları Eren Demir, Doğan Yıldırım, Ali Kazım Akdağ, Güven Türkmen; Erol Parlak Müzik Okulu'nda yetişmişlerdir.
Erol Parlak'ın müzik yolculuğuna başlangıcı 1970'li dönemin Ankara'sındaki çocukluk yıllarına kadar uzanmaktadır. Ankara'nın özgün kültür yapısından ve müziğin ilk merkezi oluşundan kaynaklanan birikimin son dönemine yetişmiş ve o dönemde her biri adeta birer kültür yuvası niteliğine sahip saz atölyelerinde, çoğu zaman saatlerce, bazen hiç ara verilmeden günlerce süren muhabbetlerin içinde bulunmak, o havayı solumak, Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Neşet Ertaş, Zekeriya Bozdağ, Hasan Yücel, Rıfat Balaban, Emin Aldemir vd. ustaları yakından dinlemek şansına sahip olmuştur. Anadolu insanının ruh zenginliği, duygusallığı, engin gönüllüğü ve doğal yaratıcılığı, onu gelenekten yetişmiş muhabbet ehli insanların yanına çekmiş ve bu yön ondaki sanat aşkını destekleyen en önemli olgulardan biri olmuştur.

zzz002

Akademik eğitim aldığı daha sonraki konservatuar yıllarında, hep kaynaktan gelen bu özellikleri bilgiyle birleştirmeye ve buradan yeni açılımlara ulaşmaya çalışmıştır. Geleneğin verimli dönemiyle beslenmiş alaylılık, yıllarca süren okulluluk ve devamında gelişen araştırmacılık, TRT saz sanatçılığı, serbest müzik piyasası stüdyo müzisyenliği vd. özellikler belli bir anlayışın oluşmasını sağlamıştır. Disiplinli, araştıran, sorgulayan, tespitçi, korumacı, özden ve gelenekten kopmadan geçmişin ve bu günün birikimine bağlı kalarak yeni açılımlara yönelen ve sergilediği duruşun arkasında olan bir anlayış.

Erol Parlak, çalışmalarında hep Anadolu'nun kültürel zenginliğini vurgulamış, insanı evrensel bir olgu olarak temel alan ve kültürel çeşitlilikleri ifade etmeye yönelik bir tutum sergilemiştir. Bu gün ulusal ve uluslar arası bir çok projede yer alan ve aynı doğrultuda üreten bir sanatçı olarak, Anadolu ruhunu ve kültür zenginliğini yorulmadan, usanmadan dünya insanlarına aktarmaya devam etmektedir.

Halen "İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı
Müzikoloji Anabilim Dalı"nda Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır

zz0_ErolParlak_0

söylediklerinden...

-Dünyaya yüz kere de gelsem Anadolu'da gelmek isterim Anadolu'nun ne olduğunu, ne olmadığını gerçekten çok iyi biliyorum. Ömrüm Anadolu'yu anlamaya çalışmakla geçti. Dünya'da böyle bir toprak parçası daha yok. Anadolu'dan Doğuya gittikçe; İran, Azerbaycan taraflarına, oralar da çok renkli coğrafyalar ama sonuçta Anadolu çevresinde ne varsa içinde barındıran bir kaynak. Suların ona doğru akıp biriktiği bir göl gibi. Çin'den Kuzey Avrupa'ya kadar nerede ne varsa gelip akmış içine, olağanüstü bir karışıma dönüşmüş. Bu nedenle, her zaman söylerim; Ben Anadolu Toprağıyla, toprağımızla gurur duyuyorum. Bir müzisyenin Anadolu'dan başlaması kadar da büyük ve önemli bir şey yok. Bir sıfır önde başlıyorsunuz, çok büyük bir şans.

-Yüzyıl olarak da, Cumhuriyet'in ilk yıllarında olmak isterdim. O Cumhuriyetin ruhunun ve köylünün milletin efendisi gibi görüldüğü ve öyle davranıldığı, Anadolu değerlerinin yaratıldığı, konuşulduğu, onların anlaşılmaya çalışıldığı ve en önemlisi savaşların bitip barışın geldiği, ‘Huzur’un olduğu ara süreçte yaşamak isterdim. Ama olsun, ben kendimi yine de şanslı hissediyorum. Çok önemli bir devreyi ucundan yakaladım. Bizden sonraki kuşakların bulamayacağı bir devreyi ben ucundan yakaladım. Saz atölyelerinde Zekeriya Bozdağ'dan Hacı Taşan'a, Neşet Ertaş'a o kadar büyük ustalarla çalıştım ki bundan dolayı kendimi çok şanslı sayıyorum.

zzzziddle_bg

-Hayat beşikten mezara, hatta mezar ötesi ve türkülerde hepsi var. Ben bir gurbetçi çocuğuyum. Babam yurtdışına gitmişti, annem sonra gitti, biz Türkiye'de kaldık. Yalnızlık, okul derken sıkıntılı bir yaşamımız oldu. Gönlüm biraz hüzünden yana ama hareketli türküler de dâhil bütün türküleri okudum ama deyişler benim için çok değerli. Deyişlerle, onların evrensel olan, bütün insanlığı ilgilendirenleriyle kendi yaşam duruşumu, düşünce yapımı oluşturmaya çalıştım. Olabildiğince bir bütün halinde, bütünün parçalarına tek tek bakabilmeye çalışıyorum.  Onları yansıtmaya çalışıyorum.

-Bence öncelikle sanatçının bir dünya görüşünün olması lazım. Dünya görüşü olmayan müzisyendir. Sanatçı terimi yeni çıktı, ne kadar doğru bir terim, yaptığımız işi ne kadar karşılıyor bilemiyorum aslında. Bu ‘çı’ eki, elmacı, armutçu gibi basite indirgiyor. Anadolu'da "Sanatkâr" derler, "Sanatın ehli". Dünya görüşü olmayan ve bunu sanata yansıtamayan bence müzisyendir. Oturur çalgısını iyi çalar, istemleri çalar geçer gider ama sanatkâr olmak daha başka bir şey. Benim dünya görüşümde de "İnsanlığa bir gözle bakma" var. İnancım da bunu getiriyor. Ben Bektaşi meşrepli bir insan olmaya çalışıyorum, ne derece başarabilirsem. Oradaki öğreti insanlığa gerçekten, sözde değil, özde bir gözle bakmayı gerektiriyor. İnsan ayrımı yapmadan bütün dünya insanlığını bir kabul edip, dilleri, dinleri, renkleri, ırkları insanlığın farklılıkları, zenginlikleri olarak görebilmeyi önüme koyan bir düşünce, ben buna gerçekten inanıyorum ve böyle düşünüp davranmaya çalışıyorum. Bunu müziğime de yansıttım, asla ayrımcılığa girmedim.

-Cemaatçiliğe, cemiyetçiliğe, ümmetçiliğe asla prim vermedim. O varolma savaşı verdiğim, kimi zaman ailemi geçindiremeyecek duruma geldiğim en zor zamanlarda bile. Çok sancılı süreçlerimiz oldu. Belki karşıdan farklı algılanıyor ama halk ne yaşıyorsa biz de onu yaşıyoruz aslında, biz de onun bir parçasıyız, halkız. Bu devrelerde bile ben bunu yapmadım, kaldı ki bundan sonra hiç yapmam. Anadolu'da ileri hangi değer varsa ben onun yanında yer aldım, alırım, alacağım da. Beceremesem bile destekleyeceğim ve onun yaşaması için çabalayacağım. İlkem budur.

1995-Ah Bu Türküler 1998-Concerto For Baglama 1998-Pervane 2003-Katre (2)
2003-Katre (2) 2003-Eşik-Erol Parlak Bağlama Beşlisi 2007-Yalınkat-1 2011-Har-1

Albümleri

1995-Ah Bu Türküler
1998-Concerto For Baglama
1998-Pervane
1999-Göç Yolları
2003-Katre
2003-Eşik-Erol Parlak Bağlama Beşlisi
2007-Yalınkat
2011-Har
2014-Pervaneyim Yâr

kapak_selpe0 kapak_selpe1 kapak_selpe2

Kitapları


2000-Türkiye'de El ile (Şelpe) Bağlama Çalma Geleneği ve Çalış Teknikleri-Kültür Bakanlığı Yayınları
2002-El ile Bağlama Çalma (Şelpe) Tekniği Metodu 1-Ekin Yayınları
2002-El ile Bağlama Çalma (Şelpe) Tekniği Metodu 2-Alfa Yayımcılık
ayrıca
-Mızraplı Bağlama Metodu
-Neşet Ertaş Kitabı
-Bozlaklar
-Aşık Davut Sulari Kitabı

adlı kitaplarının çalışmaları devam edip ileriki günlerde yayınlanacaktır.

Erol Parlak Seçmeleri1




8 Albümünden yaptığım bir seçme albüm:

01-Devri Alem
02-Ağla Sazım
03-Yeşilbaşlı Gövel Ördek
04-Music For Clarinet
05-Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm
06-Allılar
07-Kafkaslarda Bahar
08-Sen Gülersen
09-Senin Yazın Kışa Benzer
10-Bad-ı Saba Oyun Havası
11-Selanik Türküsü
12-Eller Güldü Ben Gülmedim
13-Meçhul
14-Entarisi Aktandır
15-Gel Gönül
16-Tahtacı Semahı
17-Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum
18-Gerizler Başı


web sitesi

1 yorum:

  1. keyifle okudum ve dinledim.. teşekkür ederim.. bu arada gayet güzel olmuş derleme sevdim:)) bende gariban albümler öylece duruyordu.. şimdi senden duyunca sende okuyunca bambaşka yerlere geldiler.. teşekkür ederim..

    YanıtlaSil

Related Posts with thumbnails