03 Mayıs 2007

ikinci kısım

yalnızlıgın sesini neden bu kadar çok açıyorsunki


onbir

aşağı baktıkça yine gönlü bulandı
canı sıkıldı
üstelik yapacak bir şeyi de yoktu
değiştirdi iki mandal bir leğene gömleğini
giyindi yalnızlığını
sessizliğini gökyüzü.


oniki

başlamıştı gene benim için
tenha saatler iç burkan dakikalar
yatışmak için biraz yürüdü
yürüdü yürüdü
farketmediler bile
yaşamındaki kuru kalabalık
yüzler binler
bir tek
bir tek leylak duyumsadı
sensizliğin
acısını...


onüç

ne yaptı
ne ettiyse bir türlü bulamamıştı
oysa ne de çok istemişti yaşamında ;
kendisine rastladığında
toprak dolmuştu
gözlerine…


ondört

sular hayallerini yıkamıştı gene
deniz soyundukça
ben çıkıyordum ortaya
karanlıktı gerçi
pek seçemiyordum kendimi
sahi aşkın ışığını açar mısın
yalnızlık girsin
biraz içeriye
çok beklememiştir
zaten...


onbeş

yazarken , çizerken
kokusu ne güzeldir yaşamın,
her çizgi başarır kumsala çıkmayı
her yazı donatır odaları ışığıyla
güzel olmasına güzeldir
yazıp çizmek de
yeter ki kesende harfin olsun
daha da önemlisi
onu harcayacak bir yürek...


onaltı

insanların ardında bıraktığı gedikten
geçip gitti mutluluk
avunacak neyi vardı ki
geçip gitti ömrü
cüzdan zamanlarında
toplumbazcılık oynayarak
bilseydi hiç düşürür müydü
ömrünü bu kötü yolda
çağırıyordu bizi yaşam
gitmemek olmazdı
kutsal helasına...


onyedi

ne çokyaralayıcı olduğunu
tahmin bile edemezdi
işte bir tanesi
sıyırıp geçti bile
yeni birini daha savuşturacak
gücü de kalmamıştı açıkça ;
sözler
hedefini on ikiden
tutturduğunu bilmeyen
oklar...


onsekiz

sıradanlıktan nefret eden bizler için
illa herkesten
her şeyden farklı
olmamız gerekiyordu ya ;
yalnızlığımızı
bitirir gibi
karşılaşmamıştık
yalnızlığımızı
bitirir gibi
ayrılıyoruz işte...


ondokuz

keşke öyle yapmasaydım
hele o fırsatı tepmeseydim
nerelerde olurdum
kimbilir şimdi
ah oğlum senin yerinde kim olsa
evlenmişti çoktan o kızla
aman o kadar çalışsam ben
ikinci üniversiteyi bitirmiş
olurdum belki de
keşke..
geçmişin gişesinde oturan rüzgar
gürültüyle çarpışıyor
insanlıkla..


yirmi

meraklı oluşunu
biraz da genlerine bağlamışlardı
ne de olsa büyük ninesi de
aynen onun gibiymiş
o kadar çok soru
sormasına rağmen
soru işaretine
en çok yakışan soruydu
hayatı
soramadı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with thumbnails